Lohusa gelenekleri
Geleneklerimizden biriside doğum sonrası dönemi olan
lohusalık gelenekleri Bu gelenekler hakkında şimdi sizler için daha detaylı
bilgiler vereceğim arkadaşlar lohusalık nedir ne gibi gelenekleri vardır
lohusalık döneminde neler yapılır?
Türk gelenekleri içinde doğum hazırlıkları ve lohusa
döneminin özel bir yeri vardır. Bu hazırlıklara hamileliğin altıncı veya
yedinci aylarında başlanırdı. Yakın bir semtte oturan ebeye, işlemeli keseler
içinde birer okka şeker, çekirdek kahve ve sabun götürülerek doğum için ebe
tutulurdu.
Doğumun ardından çocuğa 24 saat bir şey verilmez, üç ezan
vakti geçinceye kadar çocuğun ağzına ılık şekerli su akıtılırdı. Üç ezan sonra
lohusa Kuran'ın açılan herhangi bir sayfasına şahadet parmağını sürerek çocuğun
dudağına götürür böylece çocuğun ağzı açılmış olurdu.
Lohusanın sütünün artması için pekmez, şerbet, mercimek
çorbası, börülce, soğan, tahin helvası, karaciğer, boza, süt ve ayran verilir,
süt veren kadına emzikli denilirdi. Sütü kesilen ya da olmayan lohusa akşam
ezanı iki kapı arasındaki su dolu bir leğenin içine elinde taze soğan ve ciğer
yer halde girer, diğer taraftan "dağda isen bayırda isen kızımın (ya da
oğlumun) sütü gel" diye bağırırdı. Bunun ardından sütün geleceğine
inanılırdı. Emzikli kadının sütü az ya da hiç olmazsa "sütanne"
tutulurdu. Çocuğu 1,5-2 yaşlarında sütten kesmek adet haline gelmişti. Erkek
çocukları kız çocuklarına göre memeden daha geç kesilirdi.
Doğumun ertesi günü lohusa ter döşeğinden kaldırılarak
lohusa döşeğine getirilirdi. Lohusaya evin en geniş odasında, yataklık denilen
karyolada veya üst üste konularak yükseltilen altı-yedi kat şiltenin üzerinde
lohusa yatağı hazırlanırdı. Yatağa atlas veya kadifeden gelin yorganı
örtülürdü. Yatağın yanına mutlaka kese içinde Kur'an-ı Kerim ve parlak ömrü
sembolize eden gümüş ayna asılırdı.O günden itibaren lohusaya baldırıkara
denilen otun suyundan her gün bir fincan verilirdi. Lohusa döşeğine getirildiği
gün şerbet de kaynatılarak sürahilere konulur, doğan çocuk erkek ise şişeye
kırmızı kurdele, kız ise al gaz boyaması sarılırdı. Bu sürahiler lohusanın
akraba ve uzak semtlerdeki dostlarına gönderilir, şerbet gönderilen evden
bahşiş ve mendil verilirdi.
Doğumun üçüncü gününden itibaren konu komşu, hısım akraba gözaydınına
gelirlerdi. Ziyaretçilere kahve daha sonra sıcak lohusa şerbeti ikram edilir.
Daha sonraki günlerde gözaydına gelen konuklara da gümüş zarflı bardaklarla
şerbet ikram edilirdi. şerbeti içenler "Allah lohusanın sütünü gür
etsin." diye dua ederlerdi. Gözaydınına gelenler ikinci ziyaretlerinde
"hatır sorma" adı altında lohusaya hediye getirirlerdi. Bu ziyaretler
sekizinci gün sabahı sona ermek üzere 7 gün 7 gece devam ederdi. Lohusaya
hediye olarak yakın akrabalar mücevher, kıymetli kumaş, ziynet altınları,
şekerleme ya da çeşitli yiyecekler, çocuğa ise maşallahlar, mama takımı,
çıngırak gibi oyuncaklar getirirlerdi.
Yeni doğan çocuğa doğumun ilk haftası içinde mutlaka ad
verilir, doğumun üçüncü günü uğurlu bir saatte çocuğun adı konulursa da cuma
namazından sonra ad verilmesi daha hayırlı sayılırdı. Babası ya da dedesi
abdestliyken çocuğu kucağına alır ve kıbleye dönerek kulağına ezan okur, sonra
da kararlaştırılan isim çocuğun sağ kulağına üç defa söylenerek verilirdi.
İstanbul'da çocuklara iki ad vermek yaygın bir adetti. Bunlardan Mehmet, Ahmet,
Hasan, Hüseyin, Ali, Fatma, Ayşe, Emine, Zehra gibi Müslümanlarca kutlu sayılan
göbek adlarıdır. Bunun dışında verilen adların seçiminde de aile büyüklerinin,
devrin devlet adamlarıyla ünlü komutanlarının adları etkili olurdu. Ayrıca
dönem dönem moda olan adlar da vardı.
Lohusalığın 6. günü son gün toplantısıdır.Eskiden bu günün
akşamına kına gecesi denirdi. Kına gecesi ya da ertesi günü bazı aileler mevlit
okuturlar, gece yarısı beşik çıkma merasimi yaparlardı. Beşik ince oymalı ve
sanatkarane yapılmış olup içine ağır kumaşlardan sırma yorgan ve yastık
konulurdu. Beşik, ebe hanım ve çengilerle önünden ve arkasından ikişer kadın ve
düğünlerde de hizmetçilik eden hamam ustaları tarafından kırmızılı yeşilli
fitilli mumları eline almış vaziyette lohusanın odasına çıkarılırdı. Ebe ince
sesle ninni söylemeye başlar bu sırada aile fertleri ve misafirler tarafından
çengilere altın yapıştırılırdı.
Gece yemiş çıkarılması da kına gecesi adetlerindendi. Bu
yemiş eğlencelerinden sonra çengiler taklitli oyunlar oynarlar, izleyicileri
güldürürlerdi.
Doğumun 8. günü sabahı lohusa döşeği kaldırılır, gerek ter
ve gerekse lohusa döşeklerinde yatan lohusa ve çocuk yalnız bırakılmazdı.
Yalnız bırakıldığı takdirde al basacağına ve lohusanın öleceğine ve kırklara
karışacağına inanılırdı. Bu nedenle çocuk doğduğu gün lohusanın ve çocuğun
başına al bağlamak adeti vardı. Lohusayı al basmasından korumak için birkaç
sarmısak ve soğan, kebap şişine geçirilir, şiş ve sarmısak, soğan başlarıyla
birlikte al bir gaz boyamasına sarılır, şişin bir ucuna bir pabuç eskisiyle
birkaç mavi boncuk bağlanır ve bunlar lohusa yatağının başucuna asılır. Bu
sarımsak, 40. gün hamama gidilirken, kapının eşiğinde lohusaya ezdirilerek evin
acı görmemesi ve acıların uzaklaştırılması sağlanırdı ya da kapısının arkasına
süpürge konurdu. Lohusa ayrıca doğumdan itibaren kırk gün sokağa çıkarılmazdı.
Doğumun kırkıncı günü ilk defa sokağa çıkarılarak hamama götürülür, bu sırada
da çeşitli eğlenceler düzenlenirdi. (kırk hamamı, kırklama)
LOHUSA ŞERBETİ
Emzirme döneminde anne lohusa şerbeti içerse sütünün
miktarının ve kalitesinin artmasını sağlar. Ayrıca lohusa şerbeti annedeki
birtakım mide problemlerinin semptomlarını da giderebiliyor.
Emziren bir annenin her akşam ve gün içinde az şekerli
yapılmış lohusa şerbeti tüketmesi bebek için de anne için de rahat ve sakin bir
anne-çocuk ilişkisinin oluşmasında
anneye doping yapıyor.
Parlak kırmızı renkte taş gibi sert olan, özel tat ve kokuda
lohusa şekeri dediğimiz şekeri kullanabilirsiniz. Lohusa şerbeti; tarçın, karanfil ile birlikte
kaynatıldığında lohusa şekerinin özel koku ve lezzetini oluşturur.
Lohusa şerbeti; su oranı yoğun, sağlıklı ve serinleten bir içecektir.
Şekerini az kullanarak hafif bir içecek kıvamında tüketilmesi daha sağlıklıdır.
İçerisindeki tarçın, kan-şeker dengesinin sağlanmasında etkili olduğu için
emziren annenin aşırı tatlı ihtiyacı oluşmasını engeller. Lohusa şerbetinde
bulunan baharatlar mideyi rahatlattığı gibi ayrıca bebekte gaz olmasını
engeller.
Lohusa Şerbeti Hazırlanışı
Malzemeler:
* Yarım kilo lohusa şekeri
* 5 su bardağı toz şeker
* 20 su bardağı su
* 2 adet çubuk tarçın
* 7-8 adet kuru karanfil
Yapılışı:
Lohusa şekeri, toz şeker ve suyu geniş bir tencereye alın.Orta ateşte tüm şeker eriyene kadar kaynatın, şeker
eridikten sonra yaklaşık 20 dk daha kısık ateşte şerbeti kaynatın.Bir parça tülbentin içine çubuk tarçın ve karanfilleri
koyarak ağzını bağlayın.Kaynamakta olan şerbetin içine bu küçük paketi atın ve
şerbeti 15 dakika daha kaynatın.Kaynaya şerbetin altını kapatın ve soğuduğunda sürahilere
doldurarak buzdolabına alın.Eğer tatlı gelirse biraz soğuk su ile sulandırabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder