ADAÇAYI “Sage”
Genelde şans bitkisidir. Ardarda sekiz sabah yenilirse,
sıtmaya iyi geldiğine, astımı tedavi ettiğine inanılırdı. Kurutulmuş adaçayı,
pipoya konulur içilirdi, taze yaprakları diş temizliğinde kullanılırdı.
Adaçayının çeşitli renkleri vardır, baharatlı hoş kokulu mor çiçekler açar.
Bitkinin adı Latin kökenli “kurtarıcı” anlamına gelir. Adaçayı, boğaz
hastalıklarına, dişeti hastalıklarına, tifoya, yüksek ateşe ve kızamığa iyi
gelir, ayrıca sayısız rahatsızlığa karşı da etkin olduğu kabullenilmektedir.
ADAMOTU “Mandrake”
Kıskançlığın ama yanısıra da kısırlığın bitkisidir. Çok
eskiden afrodizyak olarak kullanıldı; ayrıca anestezik etkileri bulunmaktadır.
Eğer bir tarlada ikiz olarak bulunursa, şeytani bir etkiden korkulur,
söküldüğünde çığlıklar attığına inanılırdı. Bu ses bitkinin ölümü demekti.
Ayrıca çevredeki et yiyen aç hayvanların yakalanması için özellikle ekilirdi.
BAHAR ÇİÇEKLERİ “Blossoms”
Tüm zamanlarda zamansız açan çiçeklerin kötü şans getireceği
kabul edilmiştir. Özellikle çok sert geçen kışlarda çiçekler açarsa
hastalıkların ve ölümün geleceğine inanılırdı. Geç açan Noel çiçekleri kısa
zaman içinde hastalık ve ölüm demekti.
BAHÇE NANESİ “Spearmint”
El çatlaklarına iyi gelir, sivri uçlu lila renkli
çiçeklerini yaz aylarında açar. Antik Yunan Mitolojisi’nde yeri vardır;
“Mentha” bitkiye dönüştürülmüş ve “Mint” adını almış bir su perisidir (Nymph).
BİBERİYE “Rosemary”
Biberiye bolluğun simgesidir; ev kadınları mutfakta iyi bir
tadlandırıcıdır, aynı zamanda biberiye eski çağlarda ölüleri anmak için
kullanılıyordu, yaprakları cenazelerde serpilirdi. Biberiye, Akdeniz ve
Avrupa’da yetişen aromatik, iğne yapraklı (mavi-yeşil, gümüş ve altın renkli
olabilir), mavi, beyaz ve pembe çiçekli bir bitkidir. Biberiye, ılımlı
kışların, uzayan baharın da simgesiydi.
BÖĞÜRTLEN “Blackberrie”
Böğürtlenin romatizma, ateş, öksürük gibi hastalıkları
yatıştırdığına hep inanılmıştır ama buna karşın eski Fransa ve İngiltere’de
böğürtlen, şeytanla ilişkilendirilirdi. Fransızlar’a göre bu meyve, şeytanın
ağzından çıkmıştı. İngiltere’de uğursuzluğa karşı böğürtlen, özellikle Başmelek
Cebrail’in günü kabul edilen 11 Ekim’de toplanırdı, o günde şeytanın böğürtlen
çalılıklarının içine düşeceğine, dikenlerden yaralanarak lanetinden vazgeçmek
zorunda kalacağına inanılırdı.
CİVANPERÇEMİ “Yarrow”
Orta Çağ’da büyücülerin “Şeytanın Oyuncağı-ısırganı” adını
verdikleri bitki. Doğaüstü güçleri sağladığına inanılıyordu. İsveç kökenlidir
ve bira üretiminde kullanılır. Uzun ömürlü, koyu yeşil tüylü yapraklı, yaz
aylarında açan salkım halinde soluk lila ve beyaz renkli çiçekleri vardır,
ezildiği zaman hoş bir aroma yayar. Troya Savaşı’nda Achilles tarafından
yaraları sağıltmak için kullanılmıştır. Günümüzde yara izlerini yok etmek ve dokuları
gençleştirmek için kullanılmaktadır.
ÇUHA ÇİÇEĞİ “Primrose”
Bir kış çiçeğidir ve evlere alınması hoş karşılanmıyor, ölüm
anlamına geliyordu. Tarlalardan en az 13 demet çuha çiçeği toplanmalıydı, aksi
halde tavuklar zarar görebilirdi. Gal folklöründe Haziran’dan evvel çuha
çiçeğinin açması iyi değildir, bunlara karşın kötü ruhlar bu çiçeği sevmezler
uzaklaşırlardı, bir dönem uykusuzluğa karşı ilaç olarak kullanılmıştı.
DEFNE “Bay”
Defne yaprakları, Eski Roma’da kahramanların veya zafer
kazanan kumandanların başlarına çelenk yapılarak konulurdu. Defne eğer gölgede
yavaş yavaş kurutulur ve kapalı bir yerde iyi saklanırsa tüm pişirimlerde
kullanılabilir. Defne parlak ve düz yapraklarını dökmeyen bir bitkidir, küçük
krem-beyaz rengi çiçekleri yaz aylarının ortalarında açar.
DEREOTU “Dill”
Orta Çağlar’da büyücülükte ve büyü ilaçlarının yapımında
kullanılırdı, buna karşın yatmadan önce çay olarak kaynatılırsa iyi bir uyku
uyumak için yararlıdır. Tüylü yeşil yaprakları ve ince sarı çiçekleri vardır ve
solunum kolaylaştırıcıdır.
DİKENLİ ÇALI “Bramble Bushe”
Eski dünyada, çalılardan yapılan kemerlerin altından
geçildiğinde, hastalıkların uzaklaşacağına inanılırdı. Çalılarda oluşan yaban
böğürtlenleri yenirse çıbanlara, romatizmaya, deri lekelerine, öksürüğe iyi
geldiği kabul edilirdi.
DÜĞÜN ÇİÇEĞİ “Buttercup”
Geleneklere göre çenesinin altında düğün çiçeği tutan
çocuğun, gelecekte yıldızı parlayacaktır. Düğün çiçeği aynı zamanda da tereyağ
sevmeyen çocukların yanına konurdu.
EŞEK MARULU “Sow Thistle”
Büyülere karşı güçlü bir koruyucudur, yakaya takılırsa
dayanıklılık verir ve yorgunluğu engeller. Suda kaynatılırsa, göz banyosu
yapılabilir.
FASULYE “Bean”
Özellikle Uzak Doğu’da uzak geçmişte, birçok ülkede
şeytanların kızgınlığını yatıştırmak için yerlere fasulye serpilirdi, aynı
inanç ölüm ve ölülerin ruhları için de geçerliydi. Eski İngiltere’de eğer bir
avuç fasulye, yeşil yerine beyazlaşırsa ölümle bağlantı kurulurdu. Güneydoğu Asya’da
ise, böbrek biçimli fasulyelerin iyi bir ürün için kesinlikle 3 Mayıs tarihinde
toplanmasına özen gösterilmektedir.
FESLEĞEN “Basil”
2000 yıldan beri kullanılmaktadır. Fesleğen aşkın
simgesidir. Geçmişte genç kızlar, pencerelerinin dışına fesleğen yaprakları
koyduklarında, bir talip aradıklarını duyurmuş olurlardı. İngiltere’de
Tudor’lar döneminde, çiftçilerin eşleri evlerine gelen ziyaretçilerine küçük
kaplar içinde fesleğen hediye ederlerdi. Aynı şeyi bir kadını seven erkek,
aşkını ilan etmek için yapardı. Fesleğenin büyük yeşil yaprakları ve küçük
beyaz çiçekleri vardır; başağrılarında derin derin koklanması önerilirmektedir.
FRENK MAYDANOZU “Chervil”
Kutsal Salı gününde ve Paskalya’dan önceki 40 günlük “Büyük
Perhiz” döneminde yeni yaşamın ve yeniden doğmanın simgesi olduğuna inanılırdı.
Kanın ve derinin temizlenmesinde etkindir. Soluk yeşil yaprakları, küçük beyaz
çiçekleri vardır.
GÜL “Rose”
Çok çeşitli inançların konusu olan gülün yaprakları, yere
rasgele dökülürse iyiye işaret değildir, eğer yerdeki yapraklar toplanmazsa bir
ölüm olacak demektir. Eğer sonbaharda güller açarsa gelecek yıl şanssız
olunacaktır, yanısıra gülün tüm kötü ruhları kovduğuna inanılıyordu. Gül
elbette ki, aşkın simgesidir ve kehanette de kullanılıyordu. Güllerin beyaz kağıtlara
sarılması eski bir gelenektir, bu buketler yılbaşına kadar saklanır, bozulmayan
gülleri bekar genç kızlar yakalarına iliştirirlerdi, beğenen erkek hayranlığını
belirtirse kızın gelecekteki kocası olacaktı.
HANIMELİ “Honeysuckle”
Yakın bir zamanda gerçekleşecek olan bir evliliğin
simgesidir, bir başka inanca göre bir dişinin yatak odasına konacak olan olan
hanımelleri erotik rüyalar gördürecektir.
HATMİ ÇİÇEĞİ “Marshmallow”
Genelde bir karışım bitkisidir; yüksek ateşe karşı
yararlıdır. Kilise tarafından önerilmiştir. Özsuyu, ellerdeki lekelere iyi
gelir.
KARDELEN “Snowdrop”
Güzelliğine karşın ölümü simgeler. Öte yandan saflığı da
simgeler, eve getirilirse birisi hastalanacak ve ölecektir.
KEKİK “Thyme”
Genelde mezarlıklarda da yetişen bir bitki olduğu için
ölümle ilişkisi olduğu sanılırdı. Akdeniz kökenli bu bitki çok güçlü kokusuyla
tanınır, yaz aylarında leylak rengi küçük çiçekler açar. Kekik yağı değerlidir,
hem tıbbi amaçlarla hem de mutfakta kullanılır. Yağ, romatizmaya, cüzzama ve
öksürüğe iyi gelir, çaya katılırsa ateş düşürür. Romalılar kekik yağını
depresyonlarda kullanırlardı, 16. Yüzyıl’da kekik yağı siyatik ve baş
ağrılarına karşı kullanıldı. Kekik aynı zamanda da dezenfektandır.
SARIMSAK “Garlic”
Tüm kötü güçleri, ruhları ve kötü şansı evlerden kovma
bitkisi; bu nedenle hala pencerelere ve kapılara sarımsak demetleri asılır.
Fransa’da bugün dahi korunmak amcıyla yaz ayları başında sarımsak kavrulur.
Uzak Doğu’da, sarımsağın kayıp ruhları geri getirdiğine inanılır ve tüm dinsel
ayinlerde kullanılır. Sarımsak etkin bir afrodizyaktır, 17. Yüzyıl’daki
salgınlardan beri enfeksiyonlara karşı antiseptik olarak sarımsak suyu
kullanılmaktadır ve I. Dünya Savaşı’nda Fransız ordusunda yaraların
temizlenmesinde özellikle kullanılmıştı. Sarımsak, pırasa ve soğanla aynı
ailedendir.
ALINTI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder