GÜNCEL&YEMEK

GÜNCEL&YEMEK
KÖŞEM

HAKKIMDA

Fotoğrafım
KÖRFEZ/KOCAELİ, MARMARA BÖLGESİ, Türkiye
1964'DE İZMİT'TE DOĞDU.LİSE TAHSİLİNİ İZMİT'TE TAMAMLADI.1984 SENESİNDE EVLENEREK İSTANBUL'A YERLEŞTİ.1986 ve 1988 DE MELİKE VE MERVE DOĞDU.KIZLARI KÜÇÜKKEN ÜNİVERSİTEYİ SOSYOLOJİ EĞİTİMİ ALARAK TAMAMLADI.HALEN İŞLETME OKUMAKTADIR.ÜSKÜDAR,KADIKÖY,KOCAELİ HALK EVLERİNDEN MEFRUŞAT,MİNYATÜR,TAKI TASARIMI,KUMAŞ BOYAMA,GÜMÜŞ KABARTMA ÇALIŞMASI,TAHTA BOYAMA,İNGİLİZCE,BİLGİSAYAR,TÜRK VE OSMANLI MUTFAĞI BÖLÜMLERİNDEN SERTİFİKALAR ALDI.26 YIL SONRA KOCAELİ'NE GERİ DÖNDÜ.BİRÇOK DERGİ VE GAZETELERDE YEMEK REÇETELERİ YAYINLANDI.YEREL KANALDA YEMEK PROGRAMI YAPTI.HALANIN YERİ TÜRK LOKANTASININ KURUCULARINDANDIR.İSTANBUL'DAKİ POLİTİKA ÇALIŞMALARINA KOCAELİ'DE DEVAM ETTİ.DSP'DE İKİ DÖNEM İL BAŞKAN YARDIMCILIĞI,İL VE KURULTAY DELEGELİĞİ,2014 GEBZE BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI,KADIN KOLLARI İL BAŞKANLIĞI, 25.VE 26.DÖNEM DSP KOCAELİ 1.SIRA MİLLETVEKİLİ ADAYI, DSP KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI OLDU.MART 2016 TARİHİNDE GÖREVİNDEN VE PARTİSİNDEN İSTİFA ETTİ.THÖKELİ İMRE & ZİRİNYİ İLONA MACAR DOSTLUK DERNEĞİ BAŞKANI.ADD KOCAELİ ŞUBESİ 2. BAŞKANI.HALEN KÖRFEZ İLÇESİNDE İKAMET ETMEKTEDİR.

ÖNSÖZ

MERHABA; SEVGİLİ YEMEK DOSTLARI!
YEMEK YAPMAK BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ VE ZEVKLİ BİR UĞRAŞ.TÜRK MUTFAĞININ MUAZZAM BİR MUTFAK OLDUĞUNA İNANANLARDANIM.ASLINI KORUMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR VE SAVUNUYORUM.DÜNYA MUTFAKLARINI DA BEĞENİYORUM ANCAK ÇOK PRATİK VE UYDURMA REÇETELERE KARŞIYIM.AİLEM SON DERECE FARKLI COĞRAFYALARDAN GELİYOR.BU YÜZDEN FARKLI YÖRELERİN BİR ÇOK YEMEĞİNİ EVİMDE PİŞİRİRİM.BABAM TOKATLI,ANNEM İSTANBULLU.ANNEMİN KÖKENİ EDİRNE,BEN İSE DOĞMA BÜYÜME İZMİTLİYİM. 26 YIL EVLİ OLDUĞUM YILLARDA İSTANBUL'DA İKAMET ETTİM.ESKİ EŞİM URFALIYDI.RAHMETLİ BABAM ASKER OLDUĞU İÇİN 35 YIL TÜRKİYE 'NİN FARKLI BÖLGELERİ VE FARKLI İLLERİNDE AİLEM İKAMET ETMİŞ.KONYA,ERZURUM,ANKARA,İZMİR,KAYSERİ,ESKİŞEHİR,İSTANBUL DOLAYISIYLA RAHMETLİ ANNECİĞİM HER İLDE BİR ÇOK YEMEK REÇETESİ ÖĞRENMİŞ VE BİZİM EVİMİZDE UYGULAMIŞTIR.EVLİLİK HAYATIMDA DA GÜNEYDOĞU YÖRESİ VE URFA MUTFAĞINI YAKINDAN ÖĞRENDİM.
YILLARDAN BERİ DERLEDİĞİM GELENEKSEL DAMAK ZEVKLERİMİZİ ,DÜNYA MUTFAKLARINI VE SON YILLARDA İNTERNET VASITASIYLA ÖĞRENDİĞİM REÇETELERİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM.YEMEK SANATINA DAİR EDİNDİĞİM BİLGİLERİ SİZLERLE PAYLAŞMAKTAN BÜYÜK ZEVK DUYACAĞIM.AYRICA BLOĞUMDA GÜNCEL KONULARLA İLGİLİ YAZILARIMI DA PAYLAŞACAĞIM.
SEVGİ VE MUHABBETLE KALINIZ EFENDİM.
16 05 2007

20 Mayıs 2013 Pazartesi

BİTKİLERİN DİLİ VE MİSTİK İNANÇLARI




ADAÇAYI “Sage”
Genelde şans bitkisidir. Ardarda sekiz sabah yenilirse, sıtmaya iyi geldiğine, astımı tedavi ettiğine inanılırdı. Kurutulmuş adaçayı, pipoya konulur içilirdi, taze yaprakları diş temizliğinde kullanılırdı. Adaçayının çeşitli renkleri vardır, baharatlı hoş kokulu mor çiçekler açar. Bitkinin adı Latin kökenli “kurtarıcı” anlamına gelir. Adaçayı, boğaz hastalıklarına, dişeti hastalıklarına, tifoya, yüksek ateşe ve kızamığa iyi gelir, ayrıca sayısız rahatsızlığa karşı da etkin olduğu kabullenilmektedir.

ADAMOTU “Mandrake”
Kıskançlığın ama yanısıra da kısırlığın bitkisidir. Çok eskiden afrodizyak olarak kullanıldı; ayrıca anestezik etkileri bulunmaktadır. Eğer bir tarlada ikiz olarak bulunursa, şeytani bir etkiden korkulur, söküldüğünde çığlıklar attığına inanılırdı. Bu ses bitkinin ölümü demekti. Ayrıca çevredeki et yiyen aç hayvanların yakalanması için özellikle ekilirdi.

BAHAR ÇİÇEKLERİ “Blossoms”
Tüm zamanlarda zamansız açan çiçeklerin kötü şans getireceği kabul edilmiştir. Özellikle çok sert geçen kışlarda çiçekler açarsa hastalıkların ve ölümün geleceğine inanılırdı. Geç açan Noel çiçekleri kısa zaman içinde hastalık ve ölüm demekti.

BAHÇE NANESİ “Spearmint”
El çatlaklarına iyi gelir, sivri uçlu lila renkli çiçeklerini yaz aylarında açar. Antik Yunan Mitolojisi’nde yeri vardır; “Mentha” bitkiye dönüştürülmüş ve “Mint” adını almış bir su perisidir (Nymph).

BİBERİYE “Rosemary”
Biberiye bolluğun simgesidir; ev kadınları mutfakta iyi bir tadlandırıcıdır, aynı zamanda biberiye eski çağlarda ölüleri anmak için kullanılıyordu, yaprakları cenazelerde serpilirdi. Biberiye, Akdeniz ve Avrupa’da yetişen aromatik, iğne yapraklı (mavi-yeşil, gümüş ve altın renkli olabilir), mavi, beyaz ve pembe çiçekli bir bitkidir. Biberiye, ılımlı kışların, uzayan baharın da simgesiydi.


BÖĞÜRTLEN “Blackberrie”
Böğürtlenin romatizma, ateş, öksürük gibi hastalıkları yatıştırdığına hep inanılmıştır ama buna karşın eski Fransa ve İngiltere’de böğürtlen, şeytanla ilişkilendirilirdi. Fransızlar’a göre bu meyve, şeytanın ağzından çıkmıştı. İngiltere’de uğursuzluğa karşı böğürtlen, özellikle Başmelek Cebrail’in günü kabul edilen 11 Ekim’de toplanırdı, o günde şeytanın böğürtlen çalılıklarının içine düşeceğine, dikenlerden yaralanarak lanetinden vazgeçmek zorunda kalacağına inanılırdı.


CİVANPERÇEMİ “Yarrow”
Orta Çağ’da büyücülerin “Şeytanın Oyuncağı-ısırganı” adını verdikleri bitki. Doğaüstü güçleri sağladığına inanılıyordu. İsveç kökenlidir ve bira üretiminde kullanılır. Uzun ömürlü, koyu yeşil tüylü yapraklı, yaz aylarında açan salkım halinde soluk lila ve beyaz renkli çiçekleri vardır, ezildiği zaman hoş bir aroma yayar. Troya Savaşı’nda Achilles tarafından yaraları sağıltmak için kullanılmıştır. Günümüzde yara izlerini yok etmek ve dokuları gençleştirmek için kullanılmaktadır.



ÇUHA ÇİÇEĞİ “Primrose”
Bir kış çiçeğidir ve evlere alınması hoş karşılanmıyor, ölüm anlamına geliyordu. Tarlalardan en az 13 demet çuha çiçeği toplanmalıydı, aksi halde tavuklar zarar görebilirdi. Gal folklöründe Haziran’dan evvel çuha çiçeğinin açması iyi değildir, bunlara karşın kötü ruhlar bu çiçeği sevmezler uzaklaşırlardı, bir dönem uykusuzluğa karşı ilaç olarak kullanılmıştı.


DEFNE “Bay”
Defne yaprakları, Eski Roma’da kahramanların veya zafer kazanan kumandanların başlarına çelenk yapılarak konulurdu. Defne eğer gölgede yavaş yavaş kurutulur ve kapalı bir yerde iyi saklanırsa tüm pişirimlerde kullanılabilir. Defne parlak ve düz yapraklarını dökmeyen bir bitkidir, küçük krem-beyaz rengi çiçekleri yaz aylarının ortalarında açar.


DEREOTU “Dill”
Orta Çağlar’da büyücülükte ve büyü ilaçlarının yapımında kullanılırdı, buna karşın yatmadan önce çay olarak kaynatılırsa iyi bir uyku uyumak için yararlıdır. Tüylü yeşil yaprakları ve ince sarı çiçekleri vardır ve solunum kolaylaştırıcıdır.


DİKENLİ ÇALI “Bramble Bushe”
Eski dünyada, çalılardan yapılan kemerlerin altından geçildiğinde, hastalıkların uzaklaşacağına inanılırdı. Çalılarda oluşan yaban böğürtlenleri yenirse çıbanlara, romatizmaya, deri lekelerine, öksürüğe iyi geldiği kabul edilirdi.


DÜĞÜN ÇİÇEĞİ “Buttercup”
Geleneklere göre çenesinin altında düğün çiçeği tutan çocuğun, gelecekte yıldızı parlayacaktır. Düğün çiçeği aynı zamanda da tereyağ sevmeyen çocukların yanına konurdu.



EŞEK MARULU “Sow Thistle”
Büyülere karşı güçlü bir koruyucudur, yakaya takılırsa dayanıklılık verir ve yorgunluğu engeller. Suda kaynatılırsa, göz banyosu yapılabilir.


FASULYE “Bean”
Özellikle Uzak Doğu’da uzak geçmişte, birçok ülkede şeytanların kızgınlığını yatıştırmak için yerlere fasulye serpilirdi, aynı inanç ölüm ve ölülerin ruhları için de geçerliydi. Eski İngiltere’de eğer bir avuç fasulye, yeşil yerine beyazlaşırsa ölümle bağlantı kurulurdu. Güneydoğu Asya’da ise, böbrek biçimli fasulyelerin iyi bir ürün için kesinlikle 3 Mayıs tarihinde toplanmasına özen gösterilmektedir.


FESLEĞEN “Basil”
2000 yıldan beri kullanılmaktadır. Fesleğen aşkın simgesidir. Geçmişte genç kızlar, pencerelerinin dışına fesleğen yaprakları koyduklarında, bir talip aradıklarını duyurmuş olurlardı. İngiltere’de Tudor’lar döneminde, çiftçilerin eşleri evlerine gelen ziyaretçilerine küçük kaplar içinde fesleğen hediye ederlerdi. Aynı şeyi bir kadını seven erkek, aşkını ilan etmek için yapardı. Fesleğenin büyük yeşil yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri vardır; başağrılarında derin derin koklanması önerilirmektedir.


FRENK MAYDANOZU “Chervil”
Kutsal Salı gününde ve Paskalya’dan önceki 40 günlük “Büyük Perhiz” döneminde yeni yaşamın ve yeniden doğmanın simgesi olduğuna inanılırdı. Kanın ve derinin temizlenmesinde etkindir. Soluk yeşil yaprakları, küçük beyaz çiçekleri vardır.


GÜL “Rose”
Çok çeşitli inançların konusu olan gülün yaprakları, yere rasgele dökülürse iyiye işaret değildir, eğer yerdeki yapraklar toplanmazsa bir ölüm olacak demektir. Eğer sonbaharda güller açarsa gelecek yıl şanssız olunacaktır, yanısıra gülün tüm kötü ruhları kovduğuna inanılıyordu. Gül elbette ki, aşkın simgesidir ve kehanette de kullanılıyordu. Güllerin beyaz kağıtlara sarılması eski bir gelenektir, bu buketler yılbaşına kadar saklanır, bozulmayan gülleri bekar genç kızlar yakalarına iliştirirlerdi, beğenen erkek hayranlığını belirtirse kızın gelecekteki kocası olacaktı.


HANIMELİ “Honeysuckle”
Yakın bir zamanda gerçekleşecek olan bir evliliğin simgesidir, bir başka inanca göre bir dişinin yatak odasına konacak olan olan hanımelleri erotik rüyalar gördürecektir.


HATMİ ÇİÇEĞİ “Marshmallow”
Genelde bir karışım bitkisidir; yüksek ateşe karşı yararlıdır. Kilise tarafından önerilmiştir. Özsuyu, ellerdeki lekelere iyi gelir.


KARDELEN “Snowdrop”
Güzelliğine karşın ölümü simgeler. Öte yandan saflığı da simgeler, eve getirilirse birisi hastalanacak ve ölecektir.

KEKİK “Thyme”
Genelde mezarlıklarda da yetişen bir bitki olduğu için ölümle ilişkisi olduğu sanılırdı. Akdeniz kökenli bu bitki çok güçlü kokusuyla tanınır, yaz aylarında leylak rengi küçük çiçekler açar. Kekik yağı değerlidir, hem tıbbi amaçlarla hem de mutfakta kullanılır. Yağ, romatizmaya, cüzzama ve öksürüğe iyi gelir, çaya katılırsa ateş düşürür. Romalılar kekik yağını depresyonlarda kullanırlardı, 16. Yüzyıl’da kekik yağı siyatik ve baş ağrılarına karşı kullanıldı. Kekik aynı zamanda da dezenfektandır.

SARIMSAK “Garlic”
Tüm kötü güçleri, ruhları ve kötü şansı evlerden kovma bitkisi; bu nedenle hala pencerelere ve kapılara sarımsak demetleri asılır. Fransa’da bugün dahi korunmak amcıyla yaz ayları başında sarımsak kavrulur. Uzak Doğu’da, sarımsağın kayıp ruhları geri getirdiğine inanılır ve tüm dinsel ayinlerde kullanılır. Sarımsak etkin bir afrodizyaktır, 17. Yüzyıl’daki salgınlardan beri enfeksiyonlara karşı antiseptik olarak sarımsak suyu kullanılmaktadır ve I. Dünya Savaşı’nda Fransız ordusunda yaraların temizlenmesinde özellikle kullanılmıştı. Sarımsak, pırasa ve soğanla aynı ailedendir.

ALINTI

Hiç yorum yok: