* Gavzul Azam Şeyh Seyyid Abdulkadir Geylani (kuddise
SırraHu)
Büyük islam âlimlerinden, evliyanın en meşhurlarındandır.
Künyesi Ebû Muhammed'dir. Gavs'ül A'zam- Muhyiddin, Kukb-i
Rabbâni, Sultanı Evliya, Kutb-i a'zam, Bâz-ül Eşheb gibi lakapları vardı.
470(m-1077) yılında İran'ın Geylan şehrinde doğdu. Bu
sebeple de Geylani denilmiştir.
561(m-1166) yılında Bağdat'ta vefat etti. Türbesi
Bağdat'tadır.
Babası Hz. Hasan'ın (ra), Annesi Hz. Hüseyin'in (ra)
soyundandır.
Babası ve annesi Peygamberimiz (sallAllahu aleyhi vessellem)
Efendimizin soyundan olduğu için hem şerif hem de seyyiddir.
ŞEYH SEYYİD ABDÜLKADİR GEYLANI HAZRETLERİNİN BABA TARAFI SOY
ŞECERESİ
1 Hz İmamı Ali [Necef] H40 M660
2 Oğlu Seyyıd İmamı Hasan [Medine] H50 M670
3 Oğlu Şerif Hasanül Müsenna (Şeyh Hasan Şazili ceddi)
4 Oğlu Şerif Abdullah Muhid
5 Oğlu Şerıf Musa El Cevni
6 Oğlu Şerif Abdullah Sani
7 Oğlu Şerif Musa Sani
8 Oğlu Şerif Davud
9 Oğlu Şerif Muhammed
10 Oğlu Şerif Yahya
11 Oğlu Şerif Ebu Salih Cengi
12 Oğlu Şerif Abdülkadir Geylani [Bağdat] (Kadriyye Tarikatı
Piri) H561 M1165
ŞEYH SEYYID ABDÜLKADİR GEZLANİ HZ.LERİNİN ANNE TARAFI SOY
ŞECERESİ
1 Hz İmamı Ali [Necef] radiyAllahu anh H40 M660
2 Oğlu Seyyid İmam ı Hüseyin [Kerbela] H61 M680
3 Oğlu Seyyıd İmam-ı Zeynelabidin [Medine] H94 M712
4 Oğlu Seyyıd İmam-ı Muhammed Bakır [Medine] H113 M731
5 Oğlu Seyyıd İmam-ı Ca’fer-i Sadık [Medine] H148 M765
6 Oğlu Seyyid İmam-ı Musa-i Kazım [Bağdat] H183 M799
7 Oğlu Seyyid İmam-ı Ali Rıza [Meşhed] H203 M818
8 Oğlu Şeyh Seyyıd Ca’fer-i Sani
9 Oğlu Şeyh Seyyid Musa
10 Oğlu Şeyh Seyyid Kemaleddin
11 Oğlu Şeyh Seyyid Abdullah
12 Oğlu Şeyh Seyyid Mahmud
13 Oğlu Şeyh Seyyıd Cemaleddin
14 Oğlu Şeyh Şeyyid Abdullah
15 Kızı Seyyide Fatıma
16 Oğlu Şeyh Seyyid Abdülkadir Geylani [Bağdat] (Kadriyye
Tarikatı Piri) H561 M1165
Babası ve annesi evliya idiler. Abdulkadir Geylani fıkıh ve
hadis ilimlerinde müctehid idi. Tasavvufda ise çok yüksek bir evliya ve mürşidi
kâmillerin en başta gelenlerindendir.
Seyyid Abdulkâdir Geylani (ks) hazretleri önce doğduğu yerde
ilim öğrenmeye başladı, küçük yaşda Kur'an-ı Kerimi ezberledi. Daha sonra
Bağdat'a gidip zamanın meşhur âlimlerinden ilim tahsil etti.
Bebekken ramazanda annesini emmeyen Seyyid Abdulkadir
Geylani (kuddise sirraHu) hazretleri Bağdata ilim tahsiline gidişini şöyle
anlatır. Küçük idim, Arefe günü çift sürmek için tarlaya gittim. Tarlada öküz
dile geldi, "Sen bunun için yaratılmadın ve bununla emrolunmadın"
dedi. Eve geldim, durumu anneme anlattım. Babamdan miras olarak kalan kırk
altını koltuğuma dikti ve beni Bağdat'a ilim öğrenmem için gönderdi. Giderken
eşkıyalar yolda bizi çevirdi, bana senin neyin var dediler. Ben de; "kırk
altınım var" dedim önce inanmadılar, sonra üzerimi aradılar, altınları
bulunca: "Neden söyledin? sorularına, "Anneme yalan söylemiyeceğime
söz verdim" deyince, eşkiyanın reisi "Bu kadar senedir ben, beni
yaratıp yetiştiren Rabbime verdiğim söze ihânet ediyorum" dedi ve orada
hepside tevbe etti. İlk olarak elimde tevbe eden bu altmış kişi oldu.
Bağdat'ta çok ünlü hocalardan hadis, fıkıh ve tasavvuf
dersleri aldı ve çok iyi yetişti. Daha sonra ders ve va'z vermeye başladı.
Sohbetleri Bağdat'ta çok ilgi gördü ve herkes O'nu dinlemeye geliyordu. Daha
sonra va'zı bırakıp inzivaya çekildi. Yirmibeş yıl Bağdat'ın Kerh harabelerinde
dolaştı. Bu arada Kur'an okuyor, oruç tutuyor nefsini terbiye için çoğu zaman
aç kalıyordu. Bu süre içerisinde birçok kez Hızır (aleyhisselam) ile görüştü.
Tekrar Va'z ve sohbetlerine başladı. Hem va'z ediyor, hem öğrenci yetiştiriyor
hemde cuma ve cumartesi sabahları, salı günüde akşamları olmak üzere haftada üç
gün âlimlerle sohbet ediyordu. Talebelerden ve âlimlerden gelen bütün sorulara
kızmadan cevap veriyor ve onların iyi yetişmeleri için aşırı gayret
sarfediyordu. Evinden misâfiri hiç eksik olmuyor, fakirlere elinden geldiğince
yardım ediyordu. O'nu görüp sohbetini dinleyenler "Bundan daha lütufkar
kimse olmaz" diyorlardı.
Fıkıh ve Hadis ilimlerinde müctehiddi. Önce Şâfi mezhebinde
olduğu halde, Hanbeli mezhebinin ortadan kalkmakta olduğunu görerek Hanbeli
mezhebine geçti ve onu ayağa kaldırdı. Tasavvuf "Bir müslümanın İslam
ahlakı ile ahlaklanması için lazım olan bilgileri ve yolları öğreten ilimdir.
Diye tarif etti. "Çok iyi öğrendiği tasavvuf bilgisi ile cehrî zikirle Hz.
Ali (kv)'den gelen kolu genişleterek KADİRİ Tarikatı adını verdi. Oniki
imamların ve evliyaullahın büyük çoğunluğunun yolu olduğu için İmâmı Rabbâni
(ks) Hazreti bu yola "Nübüvvet Yolu" demiştir.
Yaşadığı dönemdeki bütün tarikatların mürşidliğini yaptı.
Hâfi ve Cehrî zikir çeken bütün tarikat mürşidleri O'ndan feyz aldı. İmamı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki: "Abdulkâdir Geylâni Vilayet-i
Muhammediyyenin son noktasına ulaşmıştır. Bu ümmetde keramet ençok onda
görülmüştür. Abdulkâdir Geylâni (ks) Hazretlerini kendi yazdıkları dışında
hakkında çok sayıda kitap yazmış olup kendi eserlerinden kaynak kitap olarak
istifade edilmektedir. Tasavvufun önde gidenlerine göre: "O, Sıddîkların
imamı, ariflerin hücceti, marifetin ruhudur. Evliyanın en büyüğüdür.
"Gavsu-I Azam" olarak da bilinen Abdulkâdir Geylani (ks)
Hazretlerinin "Fethü'r-Rabbani" isimli eserinden aldığımız bazı
öğütleri. Şeriatın ahkamı ve ilmi ile amel et. Onun emrinden dışarı çıkma.
Allah ile arandaki ahdi unutma. Nefsine, hevai arzularına şeytanına, meşru
olmayan duygularına ve dünyaya karşı cihad aç. Onların kötülüklerini bertaraf
edebilmek için kendileriyle savaş. İzzet ve Celâl sahibi Allahın yardımından
asla ümit kesme. Günahlar küfrün habercileri elçileridir. Nitekim sıtmada
ölümün habercisi ve elçisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder