FLORANSA

Yazın gerçekleştirdğimiz 11 günlük İtalya gezisinde en çok etkilendiğimiz ve en beğendiğimiz şehirlerden biri Floransa idi. Müzeleri, heykelleri, inanılmaz restoranları, sıcak ve keyifli insanları ile tekrar gidilesi bir şehir… Buyrun hikayesine… Floransa Rönesans‘ın beşiği. İtalyan edebiyatının doğduğu yer, Medici ailesini evi. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Biz Floransa‘yı haziran

ayında ziyaret ettik, hava çok sıcaktı, öğlen saatlerinde siesta yapmak zorunda kaldık.

Uffizzi Galeri. Yeryüzündeki en görkemli rönesans sanatı abidesi burası. Botticelli, Leonardo, Mikelanj, Raphael, Titian, Caravaggio hepsini görmek mümkün, yanlız önceden rezervasyon yapmanızı öneririm biz öyle yaptık. Aşağıda Fotoğraflarını gördüğünüz heykelleri Uffizi Galeri yolunda sağda görüntülüyoruz. İçeride fotoğraf çekmek yasak olduğundan galeriden fotoğraf gösteremiyorum. Galerinin kapalı olduğu günde ise sokak ressamları para kazanmak için sıralanmış durumda ve çok yaratıcılar.

Dünyaca ünlü ressam, heykeltıraş Michelangelo Buonarroti tarafından 1501 yılında yapımına başlanan ve 3 yıl sonra tamamlanan Davut heykeli, günümüzde Davut Peygamberle ilgili önemli bir simgedir. Heykel sanat çevrelerince şaheser olarak adlandırılmaktadır. Hem sanatçının hem de Rönesans’ın en önemli eseri olarak bilinmektedir.

Burada Mikelanj‘ın David’iyle randevumuz var. Görmeden Floransa‘dan ayrılırsak çok üzüleceğiz, onun için buraya da rezervasyon yaptık. David’in orjinali burada bulunuyor, görmenizi öneririm. Galeri çıkışı Pitti Palace‘a doğru yürüyoruz.

 

Floransa Plazzo Vecchio'nun Avlusu. Benvenuto Cellini'nin Eseri, Medusa'nın Başını Kesen "perseus'u Ve Arkada Da Ona Bakan Davud. Michelangelo'nun Ünlü Heykeli.

Meydanda denizler hakimi Neptün'ün heykeli ve çeşmesi vardır.

Duomo meydanında soluğu alıyoruz. Katedral ve meydan inanılmaz kalabalık, burada çantanıza dikkat etmek lazım, yan kesiciler cirit atıyor. Giotto’nun güzel çan kulesi ve Brunelleschi’nin zarif kubbesi Duomo‘nun tek güzellikleri değil. İçeride Uccello’nun freskleri, vaftiz bölümünde ise Bizans mozaikleri var. Mikelanj, Donatello ve Ghirlandaio’nun heykelleri var.

Bu meydan şehrin göbeğinde olması kadar, “Duomo Katedrali (Santa Maria Del Fiore)”‘ne ev sahipliği yapması nedeniyle de oldukça ün kazanmış bir yer. 384 basamak çıkarak, Katedralin tepesinden muhteşem bir Floransa manzarası görülebilir.

Duomo Katedralinin karsisindaki Vaftizhane’de yer alan bronzdan, üzeri altın kaplamalı kapı, “Cennet Kapısı”. Michaelangelo görüp çok etkilendigi için “Burasi Cennet’in kapisidir” demis ve ismi de öyle kalmis.

Üzerinde kabartma resimler var, peygamberleri ve hayat hikayelerini tasvir ediyormuş. Bu kapı orjinalinin kopyası, orjinali ise Duomo Katedrali Müzesinde.

Buradan yolumuzu Arno nehrinin üzerine kurulmuş olan ve Pitti Sarayı ile Uffuzi’yi birbirine bağlayan o meşhur köprüye doğru çevirdik.

 Ve en sonunda karşımızda büyük ihtişamıyla Floransa’nın simgesi haline gelmiş olan Ponte Vecchio Köprüsü..Ponte Vecchio, İkinci Dünya Savaşı’nda Floransa’da bombalanmayan tek köprü, bu sebeple en eskisi ve şu anda üzerinde yerleşim olan dünyadaki birkaç köprüden biriymiş. Üzeri oldukça kalabalık, bol sayıda kuyumcuyu, hediyelik eşyacıyı ve mınık evleri barındırıyor.

Köprünün girişinde asma kilitler takılan bir anıt var. Sevgililerin veya evlenecek olan çiftlerin buraya anahtar bağlamaları sonsuza kadar aşkla bağlı kalacakları anlamını taşıyormuş. Bu nedenle bu alan anahtar ve kilit mezarlığı gibi görünüyor, ya da bir nevi dilek ağacı gibi.

Floransa'dan hediyelik eşya, deri çanta vb. ürünler almak istiyorsanız en iyi seçenek Mercato Nuovo (Yeni Pazar). Pazar alanı alışveriş tezgâhlarının yanı sıra önündeki domuz heykeli ile de ünlü. Bu heykelin burnunu okşarsanız tekrar Floransa'ya geleceğinize inanılıyor. Zaten heykelin burnu da okşanmaktan parlamış. Bir de domuzun ağzına bozuk para koymaya çalışan turistler vardı ki, hikâyenin o kısmını çözemedim.