GAZLI BİBER DOLMASI TARİFİ
Halkımızın bütün fertlerine sabır, huzur ve mutluluk diliyorum.
Büyük bir sofrada tüm farklılıklarımızla, çeşit çeşit dolmalarımız, içkimiz ve
ayranımızla doya doya muhabbet ettiğimiz hoşgörü ve sevgi dolu günler. Her
şeyden dolma yapabiliriz. 1494-1568 yılları arasında yaşamış olan Hanz
Dernschwam İstanbul ve Anadolu Gezileri esnasında “taze kabakların,
patlıcanların içini oyarlar, havuçları aynı şekilde doldururlar, asma
yapraklarını elmalı börek tatlısı gibi sararlar” diye gezi notları derleyerek,
dolmalardan bahseder. Midyeden, pırasadan, lahanadan, kiraz yaprağından,
balıktan, tavuktan dolma yapmayı becermişiz hep.
Dolma içinde her şeyi barındırabilir. Farklılıkların bir
araya gelmesi ile var olmayı bilmenin kanıtıdır. Meydana gelen inanılmaz tat
ise bizi dolmanın peşinden koşturur. Kudretli çamın fıstıkları ile kuş üzümünü,
pirinç ve dereotu birlikteliğinin üzerine midyeyi, tepesine de tarçını atıp tüm
bu tat cümbüşünü zeytinyağ ve limonla sakinleştirdiğimizi düşünürsek, dolmanın
yüzyıllar içinde damlaya damlaya gelmiş bir adet olduğunu anlamak mümkün
olabilir.
Dolma, elinde, memleketinde en bol ne var ise onunla yapılır
yahut da elinde kalanla. Dolma yapmak zahmetlidir, el emeği ister. Bu toprağın
insanları olarak hiçbir şeyi kolay elde etmemekle birlikte içimizde
oluşturduğumuz bir hamaratlık vardır. Gönlümüz zengindir ve bonkördür; bir saat
uğraşıp 5 dakikalık bir keyif yaratırız sevdiklerimize.
Dolma espirilidir ve gizemlidir, sürprizlidir. Dışına bakıp
içinde ne olduğunu tam kestiremezsin. Patlıcan turşusu da, içli köfte de
dolmadır. Kabak çiçeğini pirinçle, domates ve soğanla doldurursun, tencerede
hafif yakarsın tadından yenmez.
Dolmanın üzerine tabak örtülür. Bu tabak bizim ne batılı ne
de doğulu olan kültürümüzün üstü delikli baskı yöntemidir. Yavaş yavaş
demlenelim, bir anda açılıp dağılmayalım diye üzerimize her daim örtülen bir
tabak vardır. Bu tabak da içimizde barındırdığımız, her biri birbirinden farklı
malzemeleri bir arada tutar. Bu memleketin güzelliği ve tarihidir o tabak.
Bizans mirası, çok kültürlü Osmanlı esintisidir.
Hiçbir dolma bir diğerine benzemez, dolmada her kişinin
elinden ayrı bir lezzet çıkar. Herkes ayrı malzeme ayrı baharatlar koyar.
Dolmanın en güzel eşlikçisi yoğurttur. Yoğurdun tadını en
iyi biz anlarız. Dünya sütü pıhtılaştırıp peynir olarak değerlendirirken bizim
yoğurt gibi akışkan, pıhtılaşmayan göçebe ruhumuz vardır. Bir taraftan bizim
deli kanımızı sakinleştirir diğer taraftan da acıdan, biberden yanan midemizi
dengeler. İçi dolu zenginlikleri sakin ve serinlikle örter. Biz severiz sıcakla
soğuğu birleştirmeyi.
Biz dolma çocuklarıyız. Sinek ilacı kamyonlarının arkasından
koşan çocuklar olarak annemiz “hadi içeri gel” der ve dolmaları bir bir
götürerek kendimize geliriz. Yeri geldiğinde de öyle güzel kullanırız ki bu
anımızı herkes bize şapka çıkarır.
Dolma bizim çeşitliliğimizdir. Başörtümüz, Atatürk’ümüz,
Kürt vatandaşımız, Polisimiz, Askerimiz, soğanı bol kullanmayı bize gösteren
Ermeni vatandaşımızdır. Karikatürcülerimizin, Yunus Emre’nin, Nazım Hikmet’in
içinde tuzu bulunduğu birlikteliğimizdir. Politik olmayan, gerçekten sevgiyle
büyümüş, aklın bombadan daha güçlü bir silah olduğunu gösteren gençlerimizdir.
Dolduruşa gelmeyen, dolma gibi yavaş yavaş ve emekle sardığımız, büyüttüğümüz,
piştiğinde bizi şaşırtan tadıyla yeme de yanında yat çocuklarımızdır…
Bu haftaki tarif de dini, ırkı, inancı ve politik görüşü
bambaşka olan yine de ortak değerlerine sahip çıkmaya çalışan özel insanlara.
Yeni alışkanlık ve bağımlılıklarımızı göz önünde bulundurarak hazırladığım
Gazlı Biber Dolması. Bu tarifle 35 orta boy kapya biberi doldurabilirsiniz.
Böylece bolca yapıp komşunuza, eşinize, dostunuza ikram edip, yemek vasıtasıyla
paylaşma hissinin verdiği keyfi yaşayabilirsiniz.
Gelelim tarife; 3 orta boy soğanı ince ince kıyın. 1/2 çay
bardağı zeytinyağında rengi dönene kadar kavurun. İçine 1,5 su bardağı pilavlık
bulguru ekleyin ve biraz kavurun. Bir parmak büyüklüğünde acı kırmızı biberi
ince ince doğrayıp ekleyin. İsteğinize göre tuz serptikten sonra 2,5 su bardağı
suyu tencereye koyun ve suyunu çekene kadar yaklaşık 5 dakika ön pişirmesini
yapın.
Tencereyi ateşten aldıktan sonra ince ince doğradığınız 6
dal nane ve 2/3 bağ maydanozu ekleyin. 1 çorba kaşığı yenibahar, 1 tatlı kaşığı
karabiber ve 2 çorba kaşığı nar ekşisini ekleyip tatlar iyice birbirine geçene
kadar karıştırın. 1 çay bardağı daha zeytinyağı ve 400 gr.lık konserve nohut ve
fasulyeden birer kutu ekleyip tüm iç malzemesi kaynaşıncaya kadar karıştırın.
Soğuması için kenarda bekletin.
Bu arada 35 adet orta boy kapya biberin kapaklarını yarım
keserek suda 15 dakika haşlayın ve ardından kapya biberi çıkarıp soğuk suya
koyun. İç malzemenizle biberlerinizi doldurun. Geniş bir tencerenin dibini
zeytinyağı ile yağlayın, mümkünse üst üste gelmeyecek şekilde dolmaları dizin.
Dolmalarınız dağılmasın diye üzerini tabakla kapatın ve üzerine 1/2 çay bardağı
su ekleyin. Önce kapağı kapalı şekilde kısık ateşte 15 dakika pişirin. Sonra
kapağını açıp, orta ateşte dibi hafif tutana kadar pişirin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder