tag:blogger.com,1999:blog-78290309736762881362024-03-13T19:11:07.656+03:00KÖŞEMGÜNCEL KONULAR VE YEMEK TARİFLERİMeral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.comBlogger1359125tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-63971973945753109342021-04-12T17:46:00.003+03:002021-04-12T17:46:49.113+03:00BAKLA ÇORBASI<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-qbpN9FeG5b4/YHRcGwDEh3I/AAAAAAAAPRM/i7vNjDmLE3EwlMc7sLg9cZ4CIwP-ER7qgCLcBGAsYHQ/s740/e388f1de-05e5-4e59-b3c0-44cef8ffec97.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="555" data-original-width="740" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-qbpN9FeG5b4/YHRcGwDEh3I/AAAAAAAAPRM/i7vNjDmLE3EwlMc7sLg9cZ4CIwP-ER7qgCLcBGAsYHQ/w640-h480/e388f1de-05e5-4e59-b3c0-44cef8ffec97.jpg" width="640" /></a></div><br /> <p></p><p class="MsoNormal">Bakla, zengin bitkisel protein ve karbonhidrat içerir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>A, B, C ve B2 vitaminleri içermesinin yanı
sıra idrar yollarının temizlenmesine yardımcı olur. Baklanın faydalarını
sıralayacak olursak;<o:p></o:p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-38I4KvWLVMs/YHRcqV1kJxI/AAAAAAAAPRU/jFBTpd7W_UQsjFHu_kzztDod9g4T7qlUwCLcBGAsYHQ/s517/ea0d83d8-38b2-4103-aeb3-b1270b0b4e26-1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="310" data-original-width="517" height="384" src="https://1.bp.blogspot.com/-38I4KvWLVMs/YHRcqV1kJxI/AAAAAAAAPRU/jFBTpd7W_UQsjFHu_kzztDod9g4T7qlUwCLcBGAsYHQ/w640-h384/ea0d83d8-38b2-4103-aeb3-b1270b0b4e26-1.png" width="640" /></a></div><br /><p class="MsoNormal">Cilt sağlığını korumaya yardımcıdır.</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Doğal depomin kaynağıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bağırsak hareketlerinin artmasını sağlar.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böbrek fonksiyonlarını düzenler.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Göğüs hastalıkları ve öksürüğe iyi gelir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bağışıklık sistemini güçlendirir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kötü kolestrolü düşürmeye yardımcıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kırmızı et tüketmesi tavsiye edilmeyen kişiler tarafından
protein açısından zengin olması bakımından bu açığın kapatılmasında etkili bir
besin öğesidir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İdrar yollarını temizlemeye yardımcıdır.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kalp dostudur.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Merhaba sevgili dostlar uzun bir aradan sonra yine güzel bir
tarifle sizlerle birlikteyiz. Şimdi bakla mevsimindeyiz.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İçinizi sımsıcak ısıtacak bir çorba geliyor.</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">BAKLA ÇORBASI<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">MALZEMELER:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">10 adet taze bakla<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 çorba kasesi yoğurt</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 yemek kaşığı un</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 adet yumurta</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">5 diş sarımsak</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">tereyağı, sıvı yağ</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">tuz</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">taze nane, dereotu</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p>YAPILIŞI:</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Baklaları yarım cm inceliğinde kesiniz. Sıvı yağda tuz
ilavesi ile sarartınız. Üzerine sıcak su ekleyiniz. Pişmeye bırakınız. Büyük
bir kasede yoğurt, un, yumurta, dövülmüş sarımsak katarak iyice çırpınız.
Pişmekte olan baklaların üzerine ılıştırarak meyanesini katınız. Ara ara karıştırarak
meyanenin pişmesini sağlayınız. Daha sonra üzerine tereyağını kızdırıp dökünüz.
Kıyılmış taze nane ve dereotlarını katınız. Afiyet olsun.</p><p class="MsoNormal">Meral UÇARI</p><p class="MsoNormal">www.guncelyemek.blogspot.com</p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-69419360338027546242021-04-12T17:32:00.004+03:002021-04-12T17:36:41.878+03:00SORPA ÇORBASI (TATAR ÇORBASI)<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-AyJqM9bJZ2Q/YHRZoVm0k4I/AAAAAAAAPRE/jHvlBRHWfNompVHdwK7yRI0hM1PMMigAgCLcBGAsYHQ/s1434/1bdc9743-237d-4544-b1e4-bcdf1b3a591b.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="799" data-original-width="1434" height="356" src="https://1.bp.blogspot.com/-AyJqM9bJZ2Q/YHRZoVm0k4I/AAAAAAAAPRE/jHvlBRHWfNompVHdwK7yRI0hM1PMMigAgCLcBGAsYHQ/w640-h356/1bdc9743-237d-4544-b1e4-bcdf1b3a591b.jpg" width="640" /></a></div><br /> <p class="MsoNormal">Sorpa denilince, acaba çorbanın tatarca söylenişi mi diye
düşünmemek elde değil. Sesler bizi bu şekilde yanıltıyor. Sorpa, tatarcada et
suyu anlamına geliyor. Kuzu eti ile yapıldığından biz de kuzu sorpası olarak
adlandırıyoruz. Tatarların geçim kaynakları eski çağlardan beri tarım ve
hayvancılığa dayanmaktadır. Mutfaklarında daha çok hamur işlerine ağırlık
vermişlerdir. Yemek kültürlerini yitirmemiş ve asimile olmamışlardır. Sizlere
kuzu sorpayı, pratik ve misafirlerinize yemek öncesi ikram edebileceğiniz farklı
ve lezzetli bir çorba olarak şiddetle tavsiye ediyorum.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">MALZEMELER:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">1/2 kg kuzu gerdan eti (kuzu kuşbaşı da olur)<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1Tatlı kaşığı tuz<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sos için;<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 adet yumurtanın sarısı<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">8 yemek kaşığı süzme yoğurt<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">2 tepeleme yemek kaşığı un<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ayrıca;<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">6 adet taze soğan<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 demet taze nane<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tereyağ<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">YAPILIŞI:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kuzu gerdanı ya da kuşbaşı eti düdüklü tencereye koyunuz.
Etler haşlandıktan sonra gerdan eti kullandıysanız minik minik didikleyerek
başka tencereye alınız. Et suyuna sıcak su ilave ederek toplam 8 su bardağı su
koyunuz. Tencerenin altını yakıp kaynamaya bırakınız. Yumurta sarısı, un ve
yoğurdu bir kasede tel çırpıcıyla iyice çırpınız. Meyaneyi çorbaya, sürekli
karıştırarak yavaş yavaş ilave ediniz. Etlerini de katınız. İncecik
doğradığınız yeşil soğanları ve naneyi de ekleyip 10 dakika daha kaynattıktan
sonra tereyağını da ilave ederek ocaktan alınız. Afiyet olsun.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Meral UÇARI<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-13159745634141989512020-11-30T13:34:00.001+03:002020-11-30T13:36:53.086+03:00KARPUZ TART KEK<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-j57_TFLZBNs/X8TKghHtepI/AAAAAAAAPN8/qhV0XXCMnPYxnji1YbtFeLIJ1VFuwpduwCLcBGAsYHQ/s745/87148504-6d63-49fe-b724-288db1ddb8a7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="745" data-original-width="727" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-j57_TFLZBNs/X8TKghHtepI/AAAAAAAAPN8/qhV0XXCMnPYxnji1YbtFeLIJ1VFuwpduwCLcBGAsYHQ/w624-h640/87148504-6d63-49fe-b724-288db1ddb8a7.jpg" width="624" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /> <p></p><p class="MsoNormal">MALZEMELER:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Keki için:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">3 yumurta<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 su bardağı toz şeker<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1/2 su bardağı sıvı yağ<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Küçük bağ ıspanak<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">2 paket vanilya<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 paket kabartma tozu <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yaklaşık 2 su bardağı un<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Muhallebisi için:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">2 su bardağı süt<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 yemek kaşığı un<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 yemek kaşığı mısır nişastası<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">4 yemek kaşığı toz şeker<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 tatlı kaşığı tereyağı<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Sosu için:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 su bardağı vişne suyu<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">2 yemek kaşığı nişasta<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 yemek kaşığı toz şeker<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">1/2 çay bardağı su<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Üzeri için:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">1 çay bardağı damla çikolata<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">YAPILIŞI:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Muhallebi için bir tencerenin içerisine süt, un, nişasta
ve şekeri aktararak orta ısılı ocak üzerinde çırpıcı ile karıştırarak
pişirin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Göz göz olana dek sürekli karıştırın ve ocaktan alın.
İçerisine tereyağını ilave edip mikser ile pürüzsüz bir kıvam elde edene
kadar karıştırın.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Yıkadığınız ıspanakları kurulayın ve mutfak robotundan
geçirerek püre haline getirin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kek hamuru için yumurta ve şekeri derin bir kap
içerisinde mikser yardımı ile köpürene kadar çırpın.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Üzerine sıvı yağı ve ıspanak püresini de ilave ederek
tahta bir kaşık ya da spatula ile karıştırın. Son olarak kabartma tozunu,
vanilyayı ve unu da karışıma ekleyip tekrar karıştırın.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ispanaklı kek harcını yağladığınız tart kalıbına aktarın.
Önceden ısıtılmış 170 derece fırında yaklaşık 20-25 dakika pişirin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Vişne suyu, nişasta, şeker ve çok az suyu sos
tenceresine aktarıp jöle kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin.
Soğuması için kenarda bekletin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Fırından çıkartıp soğuttuğunuz kekin üzerine
soğuttuğunuz kremayı spatula yardımıyla düzgünce yayın.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Şimdi de hazırladığınız vişne jölesini muhallebinin
üzerine dikkatlice yayın. Üzerini damla çikolata ile süsleyin ve yaklaşık
30 dakika buzdolabında beklettikten sonra dilimleyin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Çay saatlerinde ikram edebileceğiniz ıspanaklı karpuz keki,
çarşaf böreği ile birlikte servis ederek doyurucu bir menü hazırlayabilirsiniz.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Karpuz Kek Tarifinin Püf Noktaları Nelerdir?<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kekin kabarması için, kullanacağınız katı malzemeleri
eleyerek ekleyin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Harcı hazırlarken yumurta ve şekeri iyice çırpın ve kristal
kalmamasına özen gösterin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ispanakları yıkadıktan sonra mutlaka süzün, gerekirse bir
kenarda 10 dakika bekletin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kekin tadını dengelemek için, bir çay kaşığı karbonat ilave
edin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kek harcını hazırladıktan sonra dışarıda bekletmeyin, kek
kalıbına döküp pişirin.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Her tarafın eşit pişmesi için, fırını önceden belirtilen
ayara getirin ve ısıtın.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Meral UÇARI<o:p></o:p></p>Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-82404328998035795552020-11-26T17:18:00.007+03:002020-11-30T13:35:01.326+03:00FATİK<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-7o0QhmtcBjM/X7-2uuQeY9I/AAAAAAAAPM8/O-jKFVnzUzUOYxzqV5opm9Q1M76QM3rvwCLcBGAsYHQ/s1599/721047d9-a748-4e27-b426-1b84a3ba4513.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1599" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-7o0QhmtcBjM/X7-2uuQeY9I/AAAAAAAAPM8/O-jKFVnzUzUOYxzqV5opm9Q1M76QM3rvwCLcBGAsYHQ/w640-h480/721047d9-a748-4e27-b426-1b84a3ba4513.jpg" width="640" /></a></div><br /><p class="MsoNormal">MALZEMELER:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>1 kg. ıspanak<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>2 adet orta boy soğan<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>1/2 çay bardağı sıvı
yağ<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>300 gr. kıyma<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>1 çay kaşığı
karabiber<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>1 çay kaşığı tarçın<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>1/2 su bardağı sıcak
su<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>6 diş sarımsak<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>1,5 su bardağı süzme
yoğurt<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>5 dilim ekmek<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Tuz<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Üzeri için:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>3 çorba kaşığı
tereyağı<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Pul biber<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>2 çorba kaşığı
dolmalık fıstık<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">YAPILIŞI:<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bir tencereye kıymayı ve doğranmış soğanları sıvı yağ ile
birlikte koyunuz. Kıyma ve soğanlar kavrulurken ıspanağı yıkayınız. Kıyma ve
soğan hallolunca üzerine doğranmış ıspanakları ilave ediniz. Tuz, karabiber ve
tarçını ilave ediniz. Servis tabağına kızarttığınız ve ufak ufak doğradığınız
ekmekleri diziniz. Süzme yoğurdu dövülmüş sarımsak ile karıştırınız. Pişen
ıspanağı servis tabağındaki ekmeklerin üzerine yayınız. Tekrar üzerine
sarımsaklı süzme yoğurdunu koyunuz. Bir tavada tereyağını eritiniz dolmalık
fıstıkları sarartınız, üzerine pul biber katıp yoğurdun üzerine dökünüz. Afiyet
olsun.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">Meral UÇARI<o:p></o:p></p><br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-51506622377800840642020-11-23T17:38:00.004+03:002020-11-30T13:35:27.962+03:00BULGURLU KÖFTE<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-0ns4ztqjjUY/X7vHMRf4iZI/AAAAAAAAPMQ/hbH7Q0WwAt4L9CF-69GGqMcMLoDW6X_MgCLcBGAsYHQ/s1599/80449da9-fd91-469a-abe7-5373243f77ba.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1599" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-0ns4ztqjjUY/X7vHMRf4iZI/AAAAAAAAPMQ/hbH7Q0WwAt4L9CF-69GGqMcMLoDW6X_MgCLcBGAsYHQ/w640-h480/80449da9-fd91-469a-abe7-5373243f77ba.jpg" width="640" /></a></div><br /><p></p><p>BULGURLU KÖFTE</p><p><br /></p><p>MALZEMELER:</p><p><br /></p><p>1/2 kg kıyma</p><p>1 çay bardağı ince bulgur</p><p>1 adet kuru soğan</p><p>1adet yumurta</p><p>maydanoz</p><p>tuz, karabiber, kimyon, kırmızı biber</p><p>Kızartmak için sıvı yağ ,un ,1 adet yumurta</p><p><br /></p><p>YAPILIŞI:</p><p><br /></p><p>İnce bulguru az sıcak su ile ıslatınız. Soğanı rendeleyiniz. Maydanozu kıyınız. Şişen bulgurun üzerine diğer malzemeleri ilave edip iyice yoğurunuz. Elinizi ıslatarak şekil veriniz. Şekil verilen köfteleri önce una sonra yumurtaya bulayarak kızgın yağda kızartınız. Afiyet olsun.</p><p>MeralUÇARI</p>Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-90580250570826203932020-11-12T22:33:00.002+03:002020-11-12T22:33:39.127+03:00<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-5lpDON27l60/X62L7wrGPDI/AAAAAAAAPLo/69I-6SdaCQ86rKRSWcP9RpjdwU2plcRQQCLcBGAsYHQ/s1599/c066ce5f-3399-4356-bad1-18c26e3789c8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1599" data-original-width="1200" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-5lpDON27l60/X62L7wrGPDI/AAAAAAAAPLo/69I-6SdaCQ86rKRSWcP9RpjdwU2plcRQQCLcBGAsYHQ/w476-h640/c066ce5f-3399-4356-bad1-18c26e3789c8.jpg" width="476" /></a></div><br /> ENGİNARLI ,MANTARLI PİLAV<p></p><p>MALZEMELER:</p><p>1 KASE PİRİNÇ</p><p>BİR TUTAM DOLMALIK FISTIK</p><p>BİR TUTAM KUŞ ÜZÜMÜ</p><p>4 ADET ENGİNAR</p><p>250 gr. MANTAR</p><p>SIVI YAĞ</p><p>TEREYAĞ</p><p>TUZ</p><p>YAPILIŞI:</p><p>PRİNÇLERİ YIKAYIP SICAK SUYLA ISLATINIZ.ENGİNAR VE MANTARLARI YIKAYIP DOĞRAYINIZ.YAYVAN BİR TENCEREDE SIVI YAĞ İLE PİŞİRİNİZ.DAHA SONRA BİRE BİR ÖLÇÜ SU İLAVE EDİNİZ.TUZUNU VE PİRİNCİNİ İLAVE EDİP KISIK ATEŞTE PİŞİRİNİZ.PİŞMESİNE YAKIN BİRAZ TEREYAĞI İLAVE EDİNİZ.AFİYET OLSUN.</p><p>MERAL UÇARI</p><p>www.guncelyemek.blogspot.com</p>Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-32494014289571367862020-03-06T01:51:00.003+03:002020-03-06T01:51:49.199+03:00OTUR FATMA TATLISI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-dagTEDgpQDE/XmGAe9-yZMI/AAAAAAAAPGU/UfayklNzkX879UxZ_cefvWdvRFlUsYsjQCLcBGAsYHQ/s1600/e6c74b7d-7d69-4d9f-9ea5-90544003c7ac.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1164" data-original-width="1600" height="464" src="https://1.bp.blogspot.com/-dagTEDgpQDE/XmGAe9-yZMI/AAAAAAAAPGU/UfayklNzkX879UxZ_cefvWdvRFlUsYsjQCLcBGAsYHQ/s640/e6c74b7d-7d69-4d9f-9ea5-90544003c7ac.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
1 SU BARDAĞI UN<br />
2 SU BARDAĞI MISIR UNU<br />
2 ADET YUMURTA<br />
1/2 SU BARDAĞI SIVI YAĞ<br />
1 SU BARDAĞI YOĞURT<br />
1 SU BARDAĞI TOZ ŞEKER<br />
1 PAKET KABARTMA TOZU<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
<br />
2 ADET YUMURTA VE 1 SU BARDAĞI ŞEKERİ GENİŞ BİR KAPTA İYİCE ÇIRPINIZ.ÜZERİNE 1/2 SU BARDAĞI YAĞ VE 1 SU BARDAĞI YOĞURT İLAVE EDEREK ÇIRPMAYA DEVAM EDİNİZ.KARIŞIMA BUĞDAY UNU VE MISIR UNUNU,KABARTMA TOZUNU DA KATARAK ÇIRPMA İŞLEMİNE KEK KIVAMINA GELENE KADAR DEVAM EDİNİZ.AZ YAĞLANMIŞ TEPSİYE MALZEMEYİ DÖKÜNÜZ.45 DAKİKA 160 DERECE FIRINDA PİŞİRİNİZ.AFİYET OLSUN.Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-25238112430798201722020-03-06T01:27:00.002+03:002020-03-06T01:28:43.315+03:00KURKUK DOLMASI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-0djOR_AuV3w/XmF4YwK4HyI/AAAAAAAAPGI/CCEML01xEKQ8zcIrIuPXuhiJipMlpK6SgCLcBGAsYHQ/s1600/b8e2dce5-a5d9-4ab2-a8fd-0f0431a68862.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1536" data-original-width="1500" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-0djOR_AuV3w/XmF4YwK4HyI/AAAAAAAAPGI/CCEML01xEKQ8zcIrIuPXuhiJipMlpK6SgCLcBGAsYHQ/s640/b8e2dce5-a5d9-4ab2-a8fd-0f0431a68862.jpg" width="624" /></a></div>
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
1 Kg. ILIŞTIRA YAPRAĞI<br />
1/2 Kg. KIYMA<br />
1/2 Kg. BULGUR<br />
1 ADET BÜYÜK KURU SOĞAN<br />
SIVI YAĞ<br />
DARTI VEYA KAYMAK (YETERİNCE)<br />
TUZ<br />
KARABİBER<br />
KIRMIZIBİBER<br />
KURU NANE<br />
2-3 ADET RENDE DOMATES<br />
TERE YAĞI<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
<br />
GENİŞ BİR KAP İÇİNE ALINAN BULGUR 2 SU BARDAĞI ILIK SU İLE ISLATILIP ÜZERİ KAPATILARAK BİR KENARA ALINIR.ILIŞTIRA YAPRAKLARI AYIKLANIP YIKANIR.DAHA SONRA SOĞANLAR İNCE İNCE DOĞRANIR.SIVI YAĞDA TUZ VE RENDE DOMATES İLAVE EDİLEREK PEMBELEŞTİRİLİR.ARDINDAN SOĞANLAR ŞİŞEN BULGURA KATILIP KARIŞTIRILIR.BAHARATLARI DA İLAVE EDİLİR.KIYMASI KATILIR. ILIŞTIRA YAPRAKLARINA SARILIP TENCEREYE DİZİLİR.HER KATIN ARASINA DARTI VEYE KAYMAK YAYILIP SARMA VE DİZME İŞİ BİTİRİLİR.İKİ SU BARDAĞI SU İLAVESİ İLE KISIK ATEŞTE 1 İLA 1,5 SAAT PİŞİRİLİR.KÜÇÜK BİR TAVADA TEREYAĞI VE KIRMIZI BİBER DAĞLANIR TENCEREYE DÖKÜLÜR.BEŞ DAKİKA DAHA PİŞİRİLİR VE SERVİSE HAZIRDIR.AFİYET OLSUN.<br />
<br />
NOT:ILIŞTIRA YÖREYE GÖRE İSMİ DEĞİŞEBİLİR.ÇİÇEKLİ MANCAR YADA KALDİRİK DİĞER ADLARIDIR.<br />
<br />
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-24979781865154267722020-03-06T00:54:00.002+03:002020-03-06T00:56:04.088+03:00GELİN UTANDIRAN ÇORBA (KOCAELİ)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-kxx-djK6Bis/XmFzAdcvBAI/AAAAAAAAPF8/dB8Et-x43dwTaxzyXnZv2LKEEm70hMXDACLcBGAsYHQ/s1600/e111f599-d3ee-47f3-8ea9-c9acf6bd0a17.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="984" data-original-width="1415" height="444" src="https://1.bp.blogspot.com/-kxx-djK6Bis/XmFzAdcvBAI/AAAAAAAAPF8/dB8Et-x43dwTaxzyXnZv2LKEEm70hMXDACLcBGAsYHQ/s640/e111f599-d3ee-47f3-8ea9-c9acf6bd0a17.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
1 KASE UN<br />
4 SU BARDAĞI SU<br />
1 ADET ORTA BOY SOĞAN<br />
1 YEMEK KAŞIĞI TERE YAĞI<br />
1 YEMEK KAŞIĞI SALÇA<br />
TUZ<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
UN,TUZ VE SUYU KARIŞTIRARAK SERT BİR HAMUR ELDE EDİNİZ.HAMURU YUFKA HALİNE GETİREREK İNCE İNCE KESİNİZ.TENCEREDE KAYNAYAN SUYUN İÇİNE HAMURLARI ATINIZ VE 20 DAKİKA KAYNATINIZ. AYRI BİR TAVADA İNCE DOĞRANMIŞ SOĞANI ,SALÇAYI VE TUZU BİRLİKTE KAVURUNUZ.BU KARIŞIMI KAYNAYAN HAMURUN TENCERESİNE İLAVE EDİNİZ.AFİYET OLSUN.<br />
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-21138149445589893142020-03-05T21:28:00.003+03:002020-03-05T21:28:25.963+03:00TANE KARABİBERLİ BEYİN SALATASI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-hRul-lLBP1Y/XmFDkwxejkI/AAAAAAAAPFw/V4ZMHAaqIS85jcC-cxG96me3G3rrm_13QCLcBGAsYHQ/s1600/_DSC0024.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1068" data-original-width="1600" height="426" src="https://1.bp.blogspot.com/-hRul-lLBP1Y/XmFDkwxejkI/AAAAAAAAPFw/V4ZMHAaqIS85jcC-cxG96me3G3rrm_13QCLcBGAsYHQ/s640/_DSC0024.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
MALZEMELER:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
1 adet dana beyin<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
zeytinyağı<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
limon<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
maydanoz<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
tane karabiber</div>
<div class="MsoNormal">
tuz<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
YAPILIŞI:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Beyini 1 saat suda bekletiniz.Daha sonra zarını
ayıklayınız. 30 dakika orta hararetli ateşte haşlayınız.Suyunu süzünüz.Soğuyunca dilimleyerek üzerine limon
,zeytinyağı gezdiriniz ve kıyılmış maydanozla süsleyiniz.Tane karabiberleri de serpiniz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Afiyet olsun.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
www.guncelyemek.blogspot.com</div>
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-22932348243740244162019-12-20T17:26:00.001+03:002019-12-20T17:26:14.085+03:00ZEYTİNYAĞLI AYVALI YER ELMASI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-V01G3ZjYKSI/XfzWvNwlRZI/AAAAAAAAPEc/VTfMmBNTi74-KBHQd8k3KKdkOT4vGf41gCLcBGAsYHQ/s1600/_DSC0029.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1068" data-original-width="1600" height="426" src="https://1.bp.blogspot.com/-V01G3ZjYKSI/XfzWvNwlRZI/AAAAAAAAPEc/VTfMmBNTi74-KBHQd8k3KKdkOT4vGf41gCLcBGAsYHQ/s640/_DSC0029.JPG" width="640" /></a></div>
<br />
ZEYTİNYAĞLI AYVALI YER ELMASI<br />
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
1 KG. YER ELMASI<br />
1 ADET HAVUÇ<br />
1 ADET KURU SOĞAN<br />
1 ADET AYVA<br />
1 ADET LİMON VEYA 1 ADET PORTAKAL<br />
ŞEKER<br />
TUZ<br />
ZEYTİNYAĞI<br />
MAYDANOZ VEYA DEREOTU<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
<br />
YER ELMALARINI AYIKLAYIP YIKAYINIZ.YAYVAN BİR TENCEREYE ZEYTİN YAĞINI VE BÜTÜN DÖRDE BÖLÜNMÜŞ KURU SOĞANI KOYUNUZ.HAVUÇLARI DİLİMLEYİNİZ VE İLAVE EDİNİZ. KUŞBAŞI ŞEKLİNDE DOĞRADIĞINIZ YER ELMASI VE AYVALARI DA TENCEREYE KATINIZ. ÜZERLERİNE BİR ADET SUYU SIKILMIŞ LİMON YADA PORTAKALI GEZDİRİNİZ.ŞEKERİNİ,TUZUNU KATINIZ.YETERİNCE SU İLAVE EDEREK ORTA HARARETTEKİ ATEŞTE YAKLAŞIK YARIM SAAT KADAR PİŞİRİNİZ.BİR SERVİS TABAĞINA BOŞALTINIZ. SOĞUDUKTAN SONRA KIYILMIŞ MAYDANOZ VEYA DEREOTU İLE SERVİS EDİNİZ.AFİYET OLSUN.<br />
<br />
Meral UÇARI<br />
www.guncelyemek.blogspot.comMeral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-20567178727384266422019-02-01T14:52:00.002+03:002019-02-01T18:17:09.089+03:00KENEVİR<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-rVMwPjuIHnw/XFQylUkM07I/AAAAAAAAPAs/wT2rzL2pP8gW3rVvr9UKvMivfzxqT2hKgCLcBGAs/s1600/49748578_2925272854165402_4133704111692447744_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="620" data-original-width="400" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-rVMwPjuIHnw/XFQylUkM07I/AAAAAAAAPAs/wT2rzL2pP8gW3rVvr9UKvMivfzxqT2hKgCLcBGAs/s640/49748578_2925272854165402_4133704111692447744_n.jpg" width="412" /></a></div>
<br />
<div class="_xlr" style="font-family: inherit; padding: 0px 16px;">
<span aria-live="polite" class="fbPhotosPhotoCaption" data-ft="{"tn":"K"}" id="fbPhotoSnowliftCaption" style="display: inline; font-family: inherit; font-size: 14px; line-height: 18px; outline: none; width: auto;" tabindex="0">Kenevir</span></div>
<div class="_xlr" style="font-family: inherit; padding: 0px 16px;">
<span aria-live="polite" class="fbPhotosPhotoCaption" data-ft="{"tn":"K"}" style="display: inline; font-family: inherit; font-size: 14px; line-height: 18px; outline: none; width: auto;" tabindex="0"><br />1. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.<br />2. Yine bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kâğıt üretilebilir.<br />3. Kenevir tam 8 kez kağıda dönüştürülebilirken, ağaç 3 kez kağıda dönüştürebilir.<br />4. Kenevir 4 ayda yetişir, bir ağaç ise 20-50 yılda…!<span class="text_exposed_show" style="display: inline; font-family: inherit;"><br />5. Kenevir, gerçek bir radyasyon temizleyicidir.<br />6. Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar. Ayrıca kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymaz.<br />7. Kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörü tamamen ortadan kalkabilir.<br />8. İlk kot pantolon, kenevirden yapılmıştır; hatta “kanvas” kelimesi kenevir ürünlerine verilen isimdir.<br />(Kenevir ayrıca ip, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitkidir)<br />9. Kenevir, AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmaktadır.<br />10. Kenevir tohumunun protein değeri çok yüksektir ve içindeki iki yağ asidi de doğada başka hiçbir yerde bulunmamaktadır.<br />11. Kenevirin üretimi soyadan bile daha ucuzdur.<br />12. Kenevirle beslenen hayvanlar, hormon takviyesine ihtiyaç duymaz.<br />13. Plastik ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebilir ve kenevir plastiğinin doğaya dönüşmesi oldukça kolaydır.<br />14. Bir arabanın gövdesi kenevirden yapılırsa, dayanıklılığı çelikten tam 10 kat fazla olur.<br />15. Binaların yalıtımı için de kullanılabilir; dayanıklı, ucuz ve esnektir.<br />16. Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetik ürünler, suyu kirletmez; yani tamamen doğa dostudur...<br />*Alıntı</span></span><br />
<div class="MsoNormal">
ÇEDENE VE KENDİR…<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Halk arasında kendir denilen kenevir bitkisinin tohumudur
çedene. Kavurganın ve hediğin vazgeçilmezidir. Çedene, sacda kavrulan buğdaydan
mülhem “kavurganın yananı sıçrar” atasözünün diğer muhatabıdır. Sacda
kavrulurken çıkardığı ses “Çıt çıt çedene/Sar bedeni bedene/Dünya dolu yar
olsa/Alacağım bi dene” türküsünün ilham kaynağıdır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çedene ve onun bitkisi olan kendirin, Türkler gibi bir Orta
Asya kökeni vardır, dünyaya oradan yayıldığı kabul edilir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu eski arkadaş Anadolu’da da Türk halk ekonomisi ve
kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bol sulanan karıklarda yaklaşık iki
metre boya kadar ulaşan kendirin uçlarındaki tohumlar mutfakta ve sağlıkta,
saplarındaki lifler ise, urgancılık ve kırsal dokumacılık alanında
vazgeçilmezdi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yıkanan unluk buğdaylar, kaynatılan bulgurlar veya serilerek
kurutulması gereken bütün kışlıklar, kirmenle eğrilerek ip hâline getirilen
kendir liflerinden dokunan çulların üzerinde kurutulurdu. Bu konuda toprak
damlı kerpiç evlerin bir hikâyesi olarak “Dam üstünde çul serer” türküsü akla
gelebilir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İki metrelik boylarıyla sertleşmiş ince kamış gibi olan
kendir saplarının çula, heybeye, çuvala veya urgana dönüşmesi zahmetli bir işti
ve daha çok kadınlar tarafından yapılırdı. Erkekler, ekim yerinin hazırlanması,
ekim, söküm ve havuzlarda ıslatma işleriyle ilgilenirler, sonrası kadınlara
kalırdı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Havuzlarda yeterince bekletilerek ıslatılan ve kıvama gelen
kendir sapları, kadınlar arasındaki imece yöntemiyle dövülür, kabuklarından
temizlenirdi. Dövme işi kağnı veya at arabası tekeri üzerinde kılıç adı verilen
özel sopalarla yapılırdı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sonra eğrilen ve yumaklanan kendir ipler kullanıma hazır
hâle getirilirdi. Yaz ve yazı işleri bitince bu ipler tezgâh veya ıstarda
kendir heybe, çul ve çuval olarak dokunur veya elde saç örgüsü şeklinde bağlama
işlerinde kullanılmak üzere “bağ” yapılırdı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kendir dokumalar genellikle kendi doğal rengi olan boz
renkte olurdu. Ama bazen kök boya ile boyanan veya renkli halı ve kilim
nakışları yapılan kendir dokumalara da rastlanırdı ama onların sayısı düz
olanlara göre daha azdı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kendir heybeler halı veya kilim heybeye göre malzeme
bakımından ucuz, dokuma bakımından kolay olduğu için eşek sırtında ve gündelik
işlerde kullanılırdı. Mesela çobanların heybesi kendirden dokunurdu. Olmaz ya
halı heybeyle çobanlık yapan kişi “görgüsüz” veya “ayranı yok içmeye”
eleştirisine maruz kalabilirdi. Bunun tersine olarak bayramda gelin kız görmeye
halı heybe yerine kendir heybe ile gidene de görgüsüz veya fakir gözüyle
bakılırdı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Döl dökümünde yaylıma giden koyunların gün içinde kuzuladığı
kuzular, çobanın kendir heybesinin iki gözünde evlere taşınırdı. Yazın kendir
heybe ile çocuklar tarlada ırgatlık işleyenlere azık götürürdü.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Değirmene gidecek unluk buğdaylar kendirden dokunan yaklaşık
150 cm boyundaki çuvallara konurdu. Ağzına kadar dolu çuvallar ortalama 10-12
çinik yani 80-100 kilo kadar buğday alırdı. Bu çuvallar, elleşerek iki kişi
tarafından eşeğe yüklenirdi. Nasreddin Hoca’nın binince dokuz, inince 10 eşek
sayması ile ilgili fıkra böyle bir ortamda doğmuş olmalıdır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Urgan veya halat denilen kalın ipler, kendirden yapılırdı.
Urgan yapmak bir ustalık ve âlet edevat işiydi. Bu işi yapanlara urgancı, işe
de urgan bükmek denirdi. Her bahar veya güz mevsiminde urgancılar köyleri
dolaşır ve önceden hazırlanmış kendir ipi olanların urganlarını bükerdi. Mazgan
adı verilen ve yarıçapı yaklaşık 25-30 cm olan bir tahta üzerine sabitlenen
dört özel makaraya bağlı iplerin uygun şekilde döndürülmesiyle urgan elde edilirdi.
Urganların biraz incesine de sicim denirdi. Sohbetin tadını kaçırmamak için
yağlı sicimden hiç söz etmeyeyim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Urgan öncelikle ırgatlıktan sonra biçilen ve toplanan ekin
yığınlarının kağnı veya at arabası ile harman yerine taşınmasında kullanılırdı.
Kağnı veya at arabası salına istiflenen ekinlerin dökülmeden harmana getirilesi
urgan ve urganı berkitmede kullanılan halka sayesinde olurdu.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Eyerde, semerde veya tazı çulunda kullanılan kolanlar ve
ipler, öküzleri boyunduruğa bağlayan zelve bağları, çuvalları bağlamada
kullanılan ağız bağları, yoğurttan yağ elde etmede kullanılan çömlek yayıkların
bağları, çobanların gece uyurken sürüye olabilecek kurt saldırısını anlamak
için bir koyunun boynuna ve kendi kolunu bağladığı bağcaklar, hep kendirden
yapılırdı. “Yayık yaydım kolum şişti” türküsünün de ikinci mısrada yolu kendire
çıkardı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Şimdi ne eken var ne diken. Döven ve dokuyan kadın kalmadı,
seklem yükleyen, değirmene giden erkek kalmadı, kavurgasını ve hediğini bilen
veya yiyen çocuk kalmadı.<o:p></o:p></div>
<span aria-live="polite" class="fbPhotosPhotoCaption" data-ft="{"tn":"K"}" style="display: inline; font-family: inherit; font-size: 14px; line-height: 18px; outline: none; width: auto;" tabindex="0">
</span><br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="fbCommerceProductMiniListHscroll" id="fbPhotoSnowliftProductMiniListHscroll" style="font-family: inherit;">
</div>
<div class="pts fbPhotoLegacyTagList" id="fbPhotoSnowliftLegacyTagList" style="font-family: inherit; padding-top: 5px;">
<div style="font-family: inherit;">
</div>
</div>
</div>
<form action="https://www.facebook.com/ajax/ufi/modify.php" class="fbPhotosSnowliftFeedbackForm commentable_item collapsible_comments" data-ft="{"tn":"]"}" id="u_8_2" method="post" rel="async" style="margin: 0px; padding: 0px; position: relative;">
<div style="background-color: white; color: #1c1e21; font-family: Helvetica, Arial, sans-serif; font-size: 13px;">
<div style="font-family: inherit;">
<div class="_6iib" data-testid="fbSnowliftUFI/feedbackSummary" style="border-bottom: 1px solid rgb(218, 221, 225); color: #606770; font-family: inherit; margin: 0px 16px; padding-bottom: 4px; position: relative;">
<div class="_6iic" style="align-items: center; display: flex; font-family: inherit; line-height: 20px; padding: 6px 0px;">
<div class="_6iid" style="align-items: center; display: flex; flex-grow: 1; font-family: inherit; overflow: hidden;">
<div class="text_exposed_show" style="color: #666666; display: inline; font-size: 12px;">
<div style="font-family: inherit; margin-bottom: 1em; margin-top: 1em;">
<div style="margin: 0px;">
<br /></div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>
</form>
<div class="_4p3v" id="fbPhotoSnowliftViews" style="font-family: inherit; padding: 0px 16px;">
</div>
<div id="fbPhotoSnowliftVideoFundraiser" style="font-family: inherit;">
</div>
Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-10042162169394087462019-02-01T14:48:00.003+03:002019-02-01T18:00:55.851+03:00KAPİTALİZM<div style="font-family: inherit; font-size: 12px; margin-bottom: 1em; margin-top: 1em;">
<div style="font-family: inherit; margin-bottom: 1em; margin-top: 1em;">
<div style="color: #666666;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br />
<div class="MsoNormal">
Son zamanların en güzel yazısı bence...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu tehlikeli ve artan eşitsizliğin bilimsel ve kolay
anlaşılır açıklaması ve aynı zamanda da bazı çözüm önerileri gene ABD’den
geliyor: Columbia Üniversitesinin Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz’in
kitabı<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
The Price of Inequality<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
W.H.Norton&Co. 2012,2013.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Merhaba... Ben Kapitalizm!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Küçük kızlarınızı Barbie Bebeklerle büyüttüm, bugün sizden
estetik operasyon için para istiyorlar diye neden şaşırıyorsunuz!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çıkarlarım uğruna kocaman bir moda endüstrisi yarattım!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İstediğimi de elde ettim, 17 yaşındaki kızların çoğu dış
görünüşlerinden rahatsız.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim! Bir kadının bir moda dergisini 15 dakika
karıştırması kendi vücudunu beğenmemesine yetiyor!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve bakış açınızı öyle bir değiştirdim ki, hırsız
bir CEO'nun hayat hikayesi sizin için "azim ve başarı hikayesi"
olabiliyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve ortalama bir insanın günde 5.5 saat TV
izlediği, kitap okumadığı, tiyatro ve sinemaya çok az gittiği bir toplumda
alaşağı edilmek gibi bir kaygım yok!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Steve Jobs tabii ki çok önemli biriydi,
ancak %1'inizin ihtiyacı olan makineleri 3. Dünya Ülkelerinde, ucuz işçilerle
üretmekte çok başarılıydı..<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Elbette bütün kapitalistler birer "aziz" gibi
konuşacaklar, tıpkı Bill Gates gibi, 150 milyon dolarlık 66.000 m2 bir evde
yaşayan bir aziz!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve benim yüzümden ortalık miras kavgaları
yüzünden kanlı bıçaklı olmuş akrabalarla dolu.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Her yıl 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz bir koşu
bandının üstünde fazla yağlarınızı eritmek için ter döküyorsunuz!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve benim yüzümden dünyada 600 milyon obez
ve 1.4 milyar aç insan var!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Starbucks için kahve üreten bir
çiftçinin oradan bir bardak kahve satın alabilmesi için 3 gün çalışması gerek!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Uzak Doğu'da 6-12 yaş arası kızlar $200
gibi komik bir paralarla seks kölesi olarak satılıyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve "serbest piyasa ekonomisi"
dünyanın en büyük yalanı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Amerikalıların % 24'ü eğer milyarder
olmaları için bütün ailelerini reddetmeleri gerekecekse, bunu yapabileceklerini
söylüyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve kadınlara sesleniyorum! Lütfen birer
obje haline geldiğinizi aklınıza getirmeden Victoria's Secret'a koşun.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Victoria's Secret ülkelerine Türkiye de eklendi, avuç içi
kadar çamaşıra $80 verince çok mutlu olacağınızı garanti ediyorum!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve 15 yaşındaki bir çocuğun iPad alabilmek
için böbreğini sattığını duyunca zevkten dört köşe oldum!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Madonna'nın sadece Londra'da 8 evi var,
ortalama 600 evsize barınak olabilecek büyüklükte.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Tayland'da Disney fabrikası için çalışan
bir çocuğun Disneyland'e girecek parayı çıkarması için 55 gün çalışması gerek.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Afrika kıtası dünyanın altın rezervlerinin % 90'ını elinde
bulundurmasına rağmen, dünyada sadece 4 tane Afrikalı milyarder var.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve Afrika kıtasından her sene $8.5 milyar
değerinde pırlanta çıkıyor, kıtanın açlık sorununu çözmeye yetecek miktar...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve siz pırlantalara bayılırsınız,
Hindistan'da 1 milyon kişi günde 1.2 dolar kazanarak o pırlantaları
üretiyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Dünyayı sarışın kadınların güzel olduğuna inandırdım, bu
yüzden Asya kıtasında 300 milyon kadın düzenli olarak beyazlatıcı sabun
kullanıyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve sizin hayatlarına özendiğiniz Hollywood
yıldızlarının % 64'ü kokain bağımlısı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve yılda 20 milyon çocuk açlıktan ölürken
siz aynı tişörtü haftada iki kez giymeye utanıyorsunuz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz,
artık farkına varın, taptığınız tek tanrı benim!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz,
Müslümanlar 5 yıldızlı Kabe manzaralı otellerinde, "ibadet"
ederlerken?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz,
bütün dünya Hıristiyan bayramı Noel'i sırf alışveriş yapıp eğlenmek için
"kutlarken"?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
ABD'de 7 milyon evsiz insanın olduğundan kimsenin haberi yok
çünkü TV'de gördüğünüz Amerikalıların hepsi havuzlu villalarda yaşıyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve yine başardım! Bütün kadınları dolapları
tıka basa dolu olduğu halde giyecek hiçbir şeyleri olmadığına inandırdım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Dünya nüfusunun % 50'si dünya kaynaklarının ve
zenginliklerinin % 1'ine sahip.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Dünya nüfusunun % 1'i dünya kaynaklarının ve
zenginliklerinin % 50'sine sahip.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ben Kapitalizmim ve bankacılar benim evlatlarım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Amerikalıların % 85'i eğer ekonomik durumlarını
iyileştirebilecekse faşist bir hükümeti seçebileceklerini söylüyor. İşte bu
kapitalin gücü!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sizi özgür bırakmayan, fikirlerinize sansür vuran, en
sonunda polis kurşunuyla öldüren bir devleti kendi elinizle kurmanız ne tuhaf?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sizin ağzınızı burnunuzu kırıp hapse tıkmaları için bir
devlet kuracak parayı, kendi vergilerinizle sağlamanız ne kadar tuhaf?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Amy Winehouse gibi bağımlılara acırken, hepinizin birer
bağımlı olduğunu unutmanız ne kadar komik! Zavallı tüketim bağımlıları...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br /></div>
</div>
</div>
Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-48636560482819870842019-02-01T14:31:00.001+03:002019-02-01T14:31:02.735+03:00EVDE ODA PARFÜMÜ YAPIMI<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-KAchFZ6PAS4/XFQsmzUv4ZI/AAAAAAAAPAg/AyZQV383TMw1b12dIer8v2JYgIB4YCSsQCLcBGAs/s1600/50652015_10157039282661880_2725827459994877952_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="810" data-original-width="1440" height="360" src="https://1.bp.blogspot.com/-KAchFZ6PAS4/XFQsmzUv4ZI/AAAAAAAAPAg/AyZQV383TMw1b12dIer8v2JYgIB4YCSsQCLcBGAs/s640/50652015_10157039282661880_2725827459994877952_o.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
EVDE ODA PARFÜMÜ YAPIMI<br />
<br />
ESKİDEN ALDIĞIM ODA PARFÜMÜ ŞİŞELERİ BOŞALINCA İÇLERİNİ KENDİM YAPMAYA KARAR VERDİM.ŞİŞENİN YARISINA KADAR BEBE YAĞI KOYDUM.2 YEMEK KAŞIĞI ECZANEDEN ALDIĞIM ALKOL İLAVE ETTİM.BEBE YAĞI ALKOL İLE ÇÖZÜLÜYOR. DAHA SONRA AKTARDAN ALDIĞIM LEYLAK VE LAVANTA ESANSLARINDAN 15 ER DAMLA DAMLATTIM ODA PARFÜMLERİM HAZIR.ARA SIRA BAMBU ÇUBUKLARI TERS ÇEVİRİYORUM.Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-13933831852772606712019-02-01T14:21:00.006+03:002019-02-01T18:02:48.563+03:00SAKALLI CELAL<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-1iWcB9aZU3g/XFQrk1nDrXI/AAAAAAAAPAQ/W-7zpSxbmDkPy80b6geQ78FP6wk6ADXuQCLcBGAs/s1600/50264370_794203644268464_3191807355499053056_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="603" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-1iWcB9aZU3g/XFQrk1nDrXI/AAAAAAAAPAQ/W-7zpSxbmDkPy80b6geQ78FP6wk6ADXuQCLcBGAs/s640/50264370_794203644268464_3191807355499053056_n.jpg" width="402" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
-"Sakallı Celal deniz bakanı olan bir paşanın oğlu
olarak dünyaya gelir. Yaşıtları oyuncaklarla oynarken o kendi kendine harfleri
öğrenerek ev halkını şaşkına çevirir. İlkokul çağında konaktaki odasından
çıkmaz, durmadan deniz lisesine giden ağabeylerinin kitaplarını okur. Babasının
“henüz yaşın küçük” demesine direnerek Fransızca dersleri aldırmalarını sağlar.
Kısa zamanda mükemmel derecede Fransızca öğrenir. Dönemin en iyi eğitim veren
okulu olan Galatasaray Lisesi’ne, 1896 yılında kayda gittiğinde hazırlık
okumasına gerek kalmadığını, Fransızcayı çok iyi bildiğini söyler ve bunu
kanıtlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Galatasaray Lisesi’nde iken derslerinde olağanüstü başarılar
elde eder ve aynı okuldaki ağabeyi Nihal’ı geçmeye çalışır. Bu sırada subay
olan ağabeyi Cemal’in padişahın despot yönetimine başkaldırdığı için Beyazıt
Meydanı’nda asılacağını duyar. Korkuyla meydana koşar, asılanlar arasında
ağabeyi yoktur fakat ömür boyu sürgüne gönderilir. Bu, Sakallı Celal için ilk
travmadır. İkincisi ise; aynı okuldaki ağabeyi Nihal’ın ölümüdür. Atletik bir
vücuda sahip Nihal barfikste çalışırken başının üzerine düşer ve hayatını
kaybeder. Celal’in dünyası başına yıkılır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
En büyük ağabey Kemal ise deniz subayı ve gemi mühendisi bir
mucittir. “Havanın oksijenini yakan bir makine’’icat etmiş ama bununla ilgili
çizimler yanlışlıkla bir manavın eline geçip “kesekâğıdına’’ dönüşünce uygulama
olanağı bulamamıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1907’de mezun oluncaya kadar Galatasaray’da geçirdiği 11
yıl, Celal’in özgür, bağımsız, aydınlanmacı kişiliğinde çok etkili olur.
Mezuniyetine az bir süre kala aşığı olduğu okulu ile birlikte bütün kitapları
ve anıları yanar. Bu onun için ağabeyinin ölümü gibi ağır bir darbedir. Uzun
süre kendine gelemez.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Okulunu bitirir. Muhteşem bir Fransızcası ve elinde her
kapıyı açan Galatasaray Lisesi diploması vardır. Basit memurluklar gözüne küçük
gelir. Tevfik Fikret Galatasaray Lisesine müdür olunca bu dahi adamı elinden
kaçırmaz ve okulda öğretmenlik yapmasını sağlar. Celal, Nazım Hikmet gibi
birçok gence ders verir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bir süre sonra devlet Fransızcası kuvvetli 35 genci sınavla
Fransa ve İsviçre’ye yükseköğrenim için gönderir. Kazananlardan biri de
Celal’dir. Sorbonne’da Siyaset Bilimi okumaya Fransa’ya gönderilir. Kendisi
Makine Mühendisliği okumak ister fakat bunu hocasına söyleyemez. Sonra ailesine
mektup yazarak devlet büyüklerinden Makine Mühendisliğine geçmesini
sağlamalarını, kabul etmezlerse kendi paraları ile okutmalarını rica eder ama
ailenin maddi imkânı gayet yeterli olmasına karşın bunu reddederler. “Devlet neyi
uygun görmüşse onu tahsil et’’ cevabını alır. Bir daha asla kesmemek üzere o
gün sakalını uzatmaya başlar. Fransa’nın en büyük yazar, şair ve düşünürleriyle
fikir alışverişinde bulunur. Hür beyni daha da aydınlanır. “Devletin parasını
yediğimiz yeter’’ deyip diploma almadan ülkesine döner.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Üsküp’e Fransızca öğretmeni olarak gönderilir. Burada
öğrenciler ve halk kendine hayran kalır. Kendi parasıyla okulun önüne futbol
sahası yaptırır. Fransa’dan toplar getirtir. Öğrencilere don ve fanila
diktirir. Futbol’u öğretir. Fakat bölgedeki yobazlar onu şikâyet ederek okuldan
attırır. Sebebi; futbol günahmış. Çünkü Yezit’ler Hz. Hüseyin’in başını keserek
yerde top gibi oynamışlar, futbol onu temsil ediyormuş.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İstanbul’a döner. Trablusgarp’ta Mustafa Kemal ve askerlerinin
zor durumda olduğunu öğrenir. Bir tekneye mühimmat doldurup yola çıkar. Fakat
yolda İngiliz devriye teknesi yollarını kesince arkadaşları “silahımız var
vuruşalım’’ derler ama o karşı çıkar; “ silahları değil aklımızı
kullanacağız’’. Muhteşem dili ve siyasi bilgisi ile İngiliz komutanına bu
silahları Fransızlara direnen Tunuslu mücahitlere götürdüklerine inandırır ve
Mustafa Kemal’e ulaştırır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Silâhaltına alınmak ister ama “ülkeye öğretmen lazım’’
denilerek Kastamonu Lisesi’ne Fransızca öğretmeni olarak gönderilir. Fakirlik,
hastalık ve cehaletin olduğu bir dönemdir. Şehirde frengi vardır, bununla
mücadele eder. Öğrencilere Fransızcanın yanı sıra tarih ve hayat bilgisi
dersleri verir. Yobaz zihniyet onu bir kez daha hedef alır. “Dini bütün yerde
başı açık geziyor, çocuklara Fransız devrimini anlatıyor, ayaktopu oynatıyor
günahtır” diye İstanbul Eğitim Bakanlığı’na şikayet ederler. Görevden alınır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İzmit Lisesi’ne gönderilir. Burada büyük şair Yusuf Ziya
Ortaç ile tanışır. Sakallı Celal öldükten sonra şair onun arkasından; “Celal
beyin cenazesine gitmedim. İnsan kendi tabutunun arkasından yürüyebilir mi?”
diyerek dostluklarının büyüklüğünü gösterecektir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sakallı Celal buradan Ankara Lisesi’ne müdür yardımcısı
olarak atanır. Burada da öğrencilerine sürekli aydınlanmayı, akıllarını
kullanmayı ve hurafelerden uzak durmaları gerektiğini öğütler.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Çocuklar evlerinde ve camide din öğrenebilir ama Fransızca
öğrenemez’’ diyerek din dersi saatini azaltarak Fransızca derslerini arttırır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Okulun lağımı taşar, kimse ilgilenmeyince kendisi açar.
Koskoca müdür yardımcısı bu işi yapar mı diye ona işten el çektirirler. Sakallı
Celal tepki olarak diğer gün bir boyacı sandığı bulur ve okulun önünde
öğrencilerinin ayakkabısını boyar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Mevzuatı delerek Türkiye’de ilk kez İstanbul’dan bir bayan
öğretmen getirtir ve atamasını yaptırır. Çok büyük tepki alır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bakanlıktan bir yazı gelir. Yazıda “Yükseköğrenime öğrenci
ihtiyacı olduğu için son ve bir önceki sınıfların durumlarına bakılmaksızın
mezun edilmesi gerektiği’’ yazmaktadır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hiç beklemeden burası “boyacı küpü’’ değil diyerek bir daha
öğretmenliğe dönmemek üzere istifa eder.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Aydın’a incir fabrikasına işçi olarak gider. Fabrika
yönetimine ve üreticilere incir ve üzüm tarımının geliştirilmesini,
taşınmasını, kurutulmasını ve paketlenmesini modern tekniklerle öğretir.
Fransızca bilen, muhteşem silah kullanan ve fabrikanın karmaşık makinelerini
tamir edebilen bu adam gözde biri haline gelir ve “ustabaşılığa’’ getirilir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İşçilere okuma yazma ve Fransızca öğretir. Fabrika sahibine
modern teknikleri, çiftçiye ise kooperatifleşmeyi öğretir. Hasta bir işçi ve
fakir bir köylüye maaşını verdiği için komünist diye şikayet edilir. Polis
evini basar, evde komünizme ait belgeleri bulamayınca yerini sorarlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sakallı Celal ise kafasının içini göstererek “İşte burada’’
diye cevap verir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sağ işaret parmağı makineye sıkışır ve ucu kopar. Soranlara
“O zaten komünist parmağımdı bir şey olmaz’’ cevabını verir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hakkındaki iftiralara dayanamaz evindeki bütün eşyaları
işçilere dağıtıp bir çuval kitapla Ankara’ya döner. Oradan da İstanbul’a…<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İstanbul’da onu tanıyan dönemin en büyük şair, yazar, avukat
ve kalburüstü aileleri evlerine sohbetini dinlemek için davet ederler. Çünkü
muhteşem bilgisi ve konuşma yeteneği vardır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Çöpçülerin aldığı maaşı düşük bulur. Bunu protesto etmek
için Vali konağının önünü süpürmeye başlar. O sırada oradan geçen Rasih Nuri
İleri ile hocası Profesör Kerim Erim geçmektedir. O günü İleri şöyle anlatır;
“Hocam, Profesör Kerim Erim bir anda fırlayıp yerleri süpüren sakallı bir çöpçünün
elini öpmeye başladı.’’<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sakallı Celal Maddi sıkıntı çekse de hayatı boyunca kimseden
para yardımı kabul etmez. Elinde büyüyen Mehmet İsvan çok zengin bir iş adamı
olur hocasına hesap açar fakat öldükten sonra tek bir kuruşuna dokunmadığını
görünce baygınlık geçirir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hayatı boyunca hiç sigara ve alkol kullanmaz. Maddiyata asla
önem vermez.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
6 haziran 1962 yılında hayata gözlerini yummadan önce
vasiyetinde;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Mustafa Kemal’i seviyorum. Ona olan tahmin edilmeyen güçlü
özlemimle ölüyorum. Onu öpmek, koklamak isterdim.’’<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kaynak olarak kullandığım Orhan Karaveli’ye ait “Sakallı
Celal’’ isimli eserde şöyle diyor büyük üstad;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Tek isteği vardı Sakallı Celal Beyin; Türkiye’nin Atatürk’ün
yolundan giderek aydınlık günlere ulaşması… Bu uğurda bir şeyler yapabilmek için
“bin dikene katlandı’’. Kim bilir, yeterince yararlı olamamanın üzüntüsüyle
göçüp gitti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Ya bir de bu günleri görseydi’’ dostlar…<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
30.12.2018<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bekir Yıldız<o:p></o:p></div>
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-46145822342027652022019-02-01T14:18:00.003+03:002019-02-01T14:24:13.331+03:00GIDA TERÖRÜ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://2.bp.blogspot.com/-FG5hn7_RpE0/XFQsISmePCI/AAAAAAAAPAY/kWgUUoJbzNkHg3-GB_UwUW69vdrxlGbfgCEwYBhgL/s1600/50608256_2289002921132624_5338230713512624128_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="434" data-original-width="702" height="394" src="https://2.bp.blogspot.com/-FG5hn7_RpE0/XFQsISmePCI/AAAAAAAAPAY/kWgUUoJbzNkHg3-GB_UwUW69vdrxlGbfgCEwYBhgL/s640/50608256_2289002921132624_5338230713512624128_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
Merhaba sevgili dostlar,<br />
Kişisel sebeplerden dolayı uzun bir aradan sonra tekrar sizinle beraber olmak beni çok mutlu ediyor. Bu kez size çok ciddi bir konu ile geldim. Yazılarımı takip edenler yaz sonuna girerken kış hazırlıkları yaptığımı ve tarifleriyle birlikte sizlerle paylaştığımı hatırlayacaktır. Son derece titizlik ile kış için yapabildiklerimi hazırladım hazırlamasına ama inanın maalesef ne kadar eksik kaldığımı son günlerde anladım. Geçtiğimiz günlerde bir araştırma kitabı okudum. Kitap kendi dalımla ilgili olduğu için çok ilgimi çekti. Reklama girer mi girmez mi bilemiyorum ancak ben buradan bu kitabı ve yazarını yazmak zorundayım. Zira kendimi bu konuda sorumlu hissediyorum . Yazarımız ‘Soner YALÇIN’. Kitabın adı ‘Saklı Seçilmişler’. Gelelim bana öğrettiklerine. Yazarımız tamamen bilimsel olarak, kanıtlayarak içinde bulunduğumuz ortamı kaleme almış. Bizler bir nebze olsun belki günü kurtardık ancak zavallı çocuklarımız ve gelecekteki yetişecek nesil onarın vay haline diyorum.<br />
Karşımızdaki bu ciddi düşmanın adı GIDA TERÖRÜ!<br />
En başta yılar önce Kastamonu’dan siyez buğdayımızı kaçırıp Amerika’ya götürüyorlar. Ardından Kars’tan kavılca buğdayını kaçırıyorlar. Buğdaylarımızın uzun boyunu cüceye çevirip genetiği ile oynayıp zaman içinde tekrar geri bize satıyorlar. Satarken de çeşitli antlaşmalar yaparak satıyorlar. Bu genetiği oynanmış buğday birden şişirip çabuk acıktıran ve tekrar yeme isteği uyandıran ve bağımlılık yapan bir buğday. Zaman içinde dedelerimizde, ninelerimizde sıklıkla görülmeyen tansiyon, şeker, kalp vs. hastalıkların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Daha sonraları pirinç için aynı oyunlar ortaya çıkıyor. Bunları tüm tarım ve hayvancılıkta yaşıyoruz. Şu an satın aldığımız gıdaların hepsinin içinde katkı maddeleri var. Bu katkı maddeleri neslimizi ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Şu an her beş kişiden biri otizm ile boğuşuyor. Önümüzdeki günlerde her iki kişiden biri bu duruma düşme riskini taşıyor.<br />
Kitap o kadar sürükleyici ki beni aldı götürdü nereye götürdü biliyor musunuz? Çocukluğuma :)<br />
Şimdi dilerseniz hep birlikte neler yaşamışız bir bakalım. 1964 doğumluyum. Kendimi bildiğimde Derince’de çok güzel bir evimiz vardı. İki katlı bir dönüm arazi üzerinde harika bir bahçesi vardı. Bahçemizde neredeyse her türlü meyve ağacı vardı. Rahmetli babam arka bahçeye hem serinlemek hem de sulamak amaçlı büyükçe bir havuz yaptırmıştı. Yan tarafında oynamamız için kum havuzu vardı. Havuzun arkasında ve sol tarafında tavuklar için kümes, yanında koyunlarımız için ahır vardı. Bahçe sonuna kadar da her sezon ektiği sebzeler yer alıyordu. Evimizin altında bodrum- kilerimiz vardı. Bütün bunların yanında zamanı geldiğinde harika kokular yayan envay-ı çeşit çiçeklerimiz vardı. Ha unutmadan bir de kedimiz vardı Sarman<br />
<br />
AĞAÇLARIMIZ:<br />
<br />
Vişne 2 ağaç<br />
Kiraz 7 ağaç<br />
Şeftali (yarma) 5 ağaç<br />
Elma (starking) 3 ağaç<br />
Muşmula 1 ağaç<br />
Erik ( papaz)1 ağaç<br />
Armut 1 ağaç<br />
Nar 1 ağaç<br />
Dut 1 ağaç<br />
Ayva 2 ağaç<br />
Japon elması 2 ağaç<br />
Asma<br />
Yeni dünya 1 ağaç<br />
Limon 1 ağaç<br />
Mandalina 1 Ağaç<br />
Portakal 1 ağaç<br />
<br />
SEBZELERİMİZ:<br />
<br />
Domates, Biber, salatalık, patlıcan, kabak, fasulye, kıvırcık, nane, maydanoz, taze soğan, enginar, pazı, bakla, çay vs.<br />
<br />
ÇİÇEKLERİMİZ:<br />
<br />
Gül, hanımeli, gala, ortanca, çuha, sümbül, yıldız, leylak, aslanağzı, küpe çiçeği, kaktüsler vs.<br />
Şimdiiii gelelim şimdilerde moda olan kelime ile ORGANİK J bir biçimde yetişen sebzeler ve meyvelerin tüketimine. Rahmetli anneciğim vişnelerden reçel yapardı. Tabii o zaman GDO lu mısır şerbetinden üretilmiş şekerle değil gerçek şeker pancarından üretilmiş ve genetiği oynanmamış şekerden. Bir kısım vişneden de şurup yapardı. Bu şurubu buzlu suyla çoğaltıp içerdik. Bizim meyve suyumuz buydu. İçinde katkı maddesi olan, boyalı ve içlerinde alüminyum folyo kaplı kutulardaki meyve suyu bozuntusu değildi. Vişne kompostosu yapardı katışıksız. Şeftalilerden reçel ve komposto yapardı. Ayvalardan yine reçel ve komposto yapardı. Narlar toplanıp suyu sıkılırdı ve şişelenip şurup halinde saklanırdı. Tüketmek için yine suyla karıştırarak çoğaltarak tüketirdik. Mayıs ayı gelince mis gibi kokulu güllerden reçel ve şerbet yapardı anneciğim. Yine mayıs naneleri toplanıp kurutulurdu. Asma yapraklarını toplayıp kış için yine istifler tuza basardı. Domates, biber ve salatalıkları tenekelere turşu kurardı babam ve tenekelerin ağzını kurşunla lehimlerdi. Sebzeleri yine mevsiminde taze taze tüketirdik. Ancak kışın tüketebilmek için konserve yapılırdı. O yıllarda dip friz olmadığından dondurulma yöntemi uygulanmıyordu. Babam her gün o güzelim çiçekleri toplar, buket halinde anneme getirirdi. Şubat-Mart ayı gelince toprağın altında kalan soğanlardan sümbüller açardı. Yıldız çiçeklerinin soğanları da aynı şekilde haziran ayı geldiğinde tüm güzelliğini bize gösterirdi. Tüm sebzelerin, çiçeklerin dibine koyunumuzun gübresinden koyardı babacığım. Suni gübrelerden değil. Her gün taze sebzeleri ve meyveleri toplardı babam biz tüketirdik, üst katta kiracımız tüketirdi kalanını da sepete çeşit çeşit sebzeleri, meyveleri doldurur; üstüne de yumurta dizer imkanı olmayan komşularımıza götürürdü. Yumurtalarımız o kadar iriydi ki kimi zaman çift sarılı çıkardı. Annem sigara kullandığı için, iyi gelsin diye kümesten sıcak sıcak çıkan yumurtayı çiğ yutardı. Karagözün sütünden yoğurt yapardı annem. Üzeri iki parmak kaymak olurdu. Sütten yapılan ekşimik mis gibi taze süt kokardı. Ayran ve sütlaç her daim evimizde bulunurdu. Her sabah taze süt içerdik. Öyle nesquik falan yoktu sütün içine taze kavrulmuş, çekilmiş biraz kahve ile içerdik. Ya da Kuru yemişçiden paketsiz alınmış kakao ile sütlü kahve yapılırdı misafirlere ikram ederdik tadına doyum olmazdı. Fındık ağacının yapraklarından dolma sarardı anneannem harika olurdu. Bakınız bu anlattıklarımın hepsi tamamen doğal ortamda yetişirdi. Tüm bunları sulamak için kuyu suyu kullanırdı babam. Türlü metal artığı olan şebeke suyu ile değil. Bakkaldan alışveriş ederdik. Market bilmezdik. Temel gıda maddelerini israf etmeden mahalle bakkalından alırdık. Hiç biri paketli değildi, çuvalların içinde satılırdı. Yaz akşamlarında çarşıdaki pastahaneden katışıksız dondurmamızı alırdık. Öyle hazır katkılı dondurmalar değil. Yazlık bahçe sinemalarında sade gazozumuzu içerdik. Köşe başındaki imalatçıda üretilirdi. GDO’suz ayçiçeğimizi çitlerdik. Çekirdekler kuru yemişçiden kese kağıdının içinde alınırdı folyo kaplı paketlerde değil. Bizim çitosumuz cipsimiz yoktu katkılı. Bu liste uzaaaar gider. Ben şimdilik sizi daha fazla sıkmadan satırlarıma son vereyim. İçinde bulunduğumuz durumdan dolayı çok üzgünüm. Ancak üzgün olmam çare olmayacağı anlamına gelmesin. Haftaya bu konuyla ilgili neler yapabiliriz onları anlatacağım. Tekrar görüşünceye kadar hoşça kalınız.<br />
<br />
Meral UÇARIMeral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-39526163428265073372019-02-01T13:58:00.002+03:002019-02-01T18:16:30.994+03:00VEFA BORCU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-LZIgfYVVTck/XFRg9JEmdLI/AAAAAAAAPA4/hTomOqPDhoIqAv4kBllWpvHskuhmZwiXACLcBGAs/s1600/50775252_10157051492981880_4431375835278082048_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="742" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-LZIgfYVVTck/XFRg9JEmdLI/AAAAAAAAPA4/hTomOqPDhoIqAv4kBllWpvHskuhmZwiXACLcBGAs/s640/50775252_10157051492981880_4431375835278082048_n.jpg" width="494" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal">
Yıl 1855...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Manisa’da Sefarat Yahudilerinden fakir bir ailenin bir erkek
çocuğu olur.İsmini Morris koyarlar.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Morris dokuz yaşında kuşpalazı hastalığına yakalanınca
ölümle burun buruna gelir.Şinasi isimli bir Müslüman doktorun tedavisi neticesinde
iyileşince, ailesi ona Şinasi ismini de verir. Bu bir vefa borcudur.Bu vefa anlayışı Morris’in ruhuna da işleyecektir.Derken, Morris on beş yaşına gelince fakir olan ailesine
yardım etmek için Yahudi mezarlığında bekçi olarak işe girer.Okuma yazması olmadığından işten atılır.Sebebi ise, dışarıdan bir Yahudi ailesi gelir ve
mezarlıktaki yakınlarının mezarını görmek ister fakat mezarın yerini
bilmiyorlar. Morris ise okuma bilmediğinden mezarın yerini gösteremez. Bu aile, karşılaştığı durumu bölgenin Yahudilerine
bildirerek Morris’i işten attırır.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İş arayan Şinasi, 1870 yılında henüz 15 yaşlarında iken yine
Yahudi olan Garofolo isimli bir tütün tüccarının yanında işe girer.Kısa zamanda patronunun gözüne giren Morris, gösterdiği
başarıdan dolayı patronu tarafından Mısır’a götürülür. Orada da gösterdiği
başarılardan dolayı artık patronuyla dost olmuştur. Morris 1890 yılında Amerika’ya gitmeye karar verir.
Patronundan aldığı 25 bin dolarla yeni dünyaya geçer. Orada, Şikago Beynelmilel
Fuarında bir sigara yapıştırma makinesi sergiler.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu makine oldukça ilgi görür. Buradan kazandığı para ile hem
Garofolo'ya olan borcunu öder, hem de bir iş kurma imkânı bulur.Yıl 1903’e geldiğinde ABD devleti Akdeniz’de ticaret
yapabilmek ve gemilerini geçirebilmek için Sultan Abdülhamit’e başvurur. Sultan
bu teklifi ABD’nin Osmanlıya HARAÇ vermesi karşılığı kabul eder.Yalnız bir şart daha koşar ve “Bizden tütün de satın
alacaksınız” der. Amerika bunu da kabul eder ve tarihinde ilk ve tek olarak
Osmanlıya HARAÇ verir.İşte bu tütün anlaşması Morris’in yolunu açar.Ege tütününü iyi tanır ve bağlantıları da vardır.Bu bağlantı avantajını iyi kullanır.Kısa sürede önünde geniş ufuklar açılan Morris, erkek
kardeşi Solomon’u da Manisa’dan getirterek, iş alanını iyice geliştirir. New York’ta Brodway 120, Sokakta SCHINASI BROTHERS COMPANY
isimli bir sigara fabrikası kurar. Bu bina hala ayakta kalmayı başarmıştır. Kurduğu bu fabrikada Türkiye’den götürdüğü tütünleri
kullanan Morris, kısa zamanda Türk tipi sigaralarla üne kavuşur.Türkiye’den özellikle Manisa ve Akhisar civarından aldığı
tütünleri yine bu bölgeden götürdüğü usta ve kalifiye işçilerle yüksek kalite
mamuller elde etmeyi başarır.1903 yılında Selanik’te iş arkadaşı olan Jozef Ben Rubi’nin
kızı Laurette ile tanışıp evlenir. Victoria, Juliette ve Altina isimli üç kızı ile Leon isimli
bir erkek çocuğu olur. Artık! Morris çok zengindir. Hatta Yunan Yahudisi eşi için o döneme göre oldukça
gösterişli bir malikane yaptırır. Malikanenin 52 odalı olduğu rivayet edilir. Bu günlerden diğer bir rivayette şudur: Morris Yunanistan’da bir basın toplantısı yapar.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bir gazeteci, bir kağıda bir soru yazar ve Morris’e verir. Morris kağıdı yanındakine verir ve “ben okuma bilmem sen
oku”. der. Ardından başka bir gazeteci: -okuma- yazma bilmeden bu kadar zengin oldunuz, bir de
tahsilli olsanız kim bilir ne olurdunuz? Morris şu cevabı verir:<br />
– İyi bir mezar bekçisi olurdum!</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1916 yılında şirketinin tüm haklarını Amerikan Tabacco
Company’e satar ve iş hayatından çekilir.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu arada çocuklarını kurduğu ve Morris’in arkadaşı Philip’in
de ortak olduğu (bir rivayete göre Morris bizzat kendisi kurmuştur) ve şu an
dünya tütün devi olan Philip Morris Company doğmuştur.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Gerisini bilirsiniz. Peki, halen Manisa'da hizmet veren Şinasi Morris
Hastanesi’nin hikayesi nedir?</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Morris 1928 yılında memleketi olan ve doğup büyüdüğü yer
olan Manisa’yı hiç unutmaz. O kadar ki yaptırdığı evi Türk stili yaptırır ve içini de
yine Türk şark tarzı ile döşer. Çocukluğunda çektiği hastalığı ve gördüğü vefayı da unutmaz. Bu amaçla bir milyon dolarlık bir bütçe ayırır. Bunu 800 bin doları ile bir hastane yaptırır. Bu hastane çocuk hastanesidir. Bu hastanenin çok geniş
arazisi vardır ve burada inek, koyun, keçi, tavuk gibi hayvanlar beslenir ve
sebze meyve yetiştirilir ki çocukları taze besinlerle beslesinler.Yine bu hastanenin faytondan ambulansı ve başhekimin faytondan
makam aracı vardır. Bütün bu ayrıntılar bizzat Morris tarafından düşünülmüştür.
Geriye kalan 200 bin dolarla da devlet tahvili alarak; bu tahvillerin getirisi
olan 33 bin dolar her yıl iki taksit halinde Morris Şinasi Çocuk Hastanesine
gönderilir. Morris Şinasi kurduğu bir vakıfla hastanenin geleceğini de
düşünmüştür; Chemical Bank Of New York’u da mutemet tayin etmiştir.</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Üç yılda bir kurduğu vakfın mütevelli heyeti Türkiye’ye
gelerek, Manisa’da hastaneyi ziyaret etmekte ve yapılan işleri yerinde
denetlemektedirler...</div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: left;">
<br /></div>
Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-80574174211811613642019-02-01T13:47:00.004+03:002019-02-01T13:47:29.072+03:00ÜRETİM YASAK<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-kmWZgFJVL0o/XFQjmyWW_VI/AAAAAAAAO_4/-fdLV135kqQmi_7qBopBLcI8VY_h5oT9QCLcBGAs/s1600/26992064_1501198439978715_1968835980042396866_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="640" height="350" src="https://1.bp.blogspot.com/-kmWZgFJVL0o/XFQjmyWW_VI/AAAAAAAAO_4/-fdLV135kqQmi_7qBopBLcI8VY_h5oT9QCLcBGAs/s640/26992064_1501198439978715_1968835980042396866_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
Sofralarda zehir yediriyorlar, yerli ürün yasak.
Kahramanmaraş'ta doğal süt, peynir, yoğurt üreten çiftçilere ceza kesilmiş.
Sebep; Tarım Bakanlığı'ndan izinsiz olmalarıymış! Üreten bir Türkiye
istemiyorlar. Tüketen, dışarıdan ithal edilen bir Türkiye ile tehlikeli
geleceğe devam.<o:p></o:p></div>
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-6576712802830765952019-02-01T13:45:00.004+03:002019-02-01T13:45:42.018+03:00GDO<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-4s6w3g__kqw/XFQjNAcO_fI/AAAAAAAAO_s/GdIi_PBzJAExN09MGsKkg-cA3rJHBOFfwCLcBGAs/s1600/51240428_516249935532949_5086714774369075200_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="287" data-original-width="552" height="332" src="https://3.bp.blogspot.com/-4s6w3g__kqw/XFQjNAcO_fI/AAAAAAAAO_s/GdIi_PBzJAExN09MGsKkg-cA3rJHBOFfwCLcBGAs/s640/51240428_516249935532949_5086714774369075200_n.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
Demek ki neymiş GDO iyi bi halt değilmiş!!!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Resimdeki masum; Fransa'da 2 yıl boyunca GDO'lu Mısır
yedirilen bir deney faresi... 2 yıl sonunda geldiği Hal bu! tüm bedeni kanserli
tümörler ile dolan fareye gdolu mısırlar verilmeye devam ettikçe tümörlerin
daha hızlı yayıldığı saptanmış. Şimdi soruyorum sizlere: onu bu hale getiren
GDO sizi sağlıklımı yaşatacak sanırsınız?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ne kadar çok duyar olduk bu Mısır'ı heryerde! -sinema ve
televizyon ile hayatımıza giren boyumuzdan büyük paketler içerisinde sunulan
"patlamış mısırlar..." Yine aynı televizyonlar bu kez çocuklara
kahvaltıda "Mısır gevreği" yemelerini emrediyordu! -Bir anda para
kartlar, tasolar, hediyeleri koyuldu paketlerinin içine... trans yağ bulanmış,
Çin tuzu ile insanı kendine bağımlı hale getiren "Mısır cipsleri"
hediyeler saçmaya başladı çocuklara. Ki bu öyle bir bağımlılık ki parmaklarını
yiyor; yetmiyor paketi bile dilleri ile yalayacak hale getiriyorlardı. Aniden
icat edilip karışık kuruyemişlerin vazgeçilmezi olan onlarca kimyasala bulanmış
Ne olduğu belirsiz "soslu mısırlar..." yetmedi her köşe başında plastiğe
bulanmış "bardak mısırlar!" sahi, nedir bu bizlere ısrarla ve farklı
sunumlarla sürekli "Mısır" yedirme çabaları? <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Hem de öyle "mısırlar" ki muazzam lezzete ve
görünüşe sahip! sizler köy hayatı görmüş insanlarsınız hiç o kadar mısırı aynı
boyda, aynı ebatta aynı renkte olur mu fabrikadan çıkmışcasına?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Atalık tohumu ile ekilen mısırlar daha bozuk görünüşlü, daha
küçük ebatlarda olurken, İsrail başta olmak üzere sair ülkelerden ithal edilen
gdolu kısır tohumlar daha düzgün, daha büyük, daha gösterişli ürünler verseler
dahi bunun; altın tepside sunulan zehirden hiçbir farkı yoktur inanın bana.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Her köşe başında bardak Mısır alıp tüketen çocuklara öyle
çok üzülüyorum ki... Hem zehir Mısır, hem margarin, birde üzerine ne olduğu
belirsiz ketçap... Yazık değil mi bu yavrulara?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Dün bir arkadaşım tevafuk üzere anlattı. Halası tarlasının
bir kısmını atalık, diğer kısmına malum tohumlardan ekmiş. Domuz sürüsü
dadanmış ve gdolu mısırlara dokunmamışlar bile... Afedersiniz lakin bugün
domuzun yemediğini, evladına reva görmemeli kimse! çocuklar mutant oldu,
organları ihtiyar oldu ama her yanlarını farklı paketlerde Mısır furyası sardı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bakın muayenelerde kadın gibi göğüsleri olan, üreme organı
problemleri yaşayan, erkek çocukları görüyoruz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
8-9 yaşında ergenliğe giren, 15 yaşında rahim kisti yaşayan
erkeklik hormonu üreten kız çocukları görüyoruz. bunlar normal haller değil. Bu
yavrulara bir şeyler oldu. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ve ne olduysa midelerine giren, kanlarına karışanlar ile
oldu...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bugün hayvanların dahi yüz çevirip yemediğini, Eşrefi
mahlukat insan nasıl tüketilebilir?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Yukarıdaki fareden farksız değil bugün Her birimizin hali. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Herkes hasta Çok hasta... Ve hala dermanı bir poşet ilaçta
arıyorda, dönüp yediklerini hiç bakmıyor...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Her hastalığı iftira atarcasına Rabbinden biliyorda;
Rabbinin ayeti celilesinde "Tohumu ve nesli ifsad etmek için
didinirler" buyurduğunu bilmiyor! <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ayette evvela tohumun ifsadı, sonra neslin ifsadı
zikredilir...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Yani yediklerimizin genetiği değişti, Sonra neslimizin hali,
zikir yapısı değişti.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Şunu unutmayın ki; Bedenin, organların, bağışıklık
sisteminin çalışmasını en iyi bilen; Onu YARATANDIR!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
O'nun tavsiye ettiği şekilde, Rasulullah'ın yaşayarak bize
örneklediği biçimde yaşamak, tüm problemlerin çözümüdür.... <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bizim için bundan başkası yoktur <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
/Yağmur mirzayeva 29 01 2019<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
NOT; 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca her
hakkı Yağmur Mirzayeva ya aittir. İsimsiz alıntı yapılması ve yayınlanması
suçtur.)<o:p></o:p></div>
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-11605757747934539202019-02-01T13:43:00.002+03:002019-02-01T18:19:11.554+03:00SEBZE VE MEYVELERDEKİ GDO<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-SQ-2t_DZsVU/XFQiVCMloTI/AAAAAAAAO_k/EoJdoEzV2FcixJK66yvTam8wnPZvOxxLwCLcBGAs/s1600/51308427_971235406407778_4083889431725998080_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="960" data-original-width="685" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-SQ-2t_DZsVU/XFQiVCMloTI/AAAAAAAAO_k/EoJdoEzV2FcixJK66yvTam8wnPZvOxxLwCLcBGAs/s640/51308427_971235406407778_4083889431725998080_n.jpg" width="456" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
İnsanların çoğu "Doğal gıdalar ile beslemek gerek.
Şimdi herşey GDO'lu" diyor. Çok da haklılar. Yerli tohumun önemini hepimiz
biliyoruz. Lakin neden yerli tohum kullanılmıyor? Yoksa bizim yerli tohumumuz
yok mu? Hayır bizim yerli tohum bankamız var. İzmir' de, Aydın ve Antalyada
yerli tohum ve yerli fidan üreticilerimiz var. Bunlar yıllardır devlet destekli
olarak sera üreticilerine sürekli teşvik ve tanıtım için dolanırlar. Ama o
yerli tohumlarını hiç satamazlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Lakin gelelim şimdi işin ilginç yanına.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ben yedi kuşak Antalya'lıyım. Ailemden ve yakınlarımdan çoğu
kişiler seracılık ile uğraşır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Buradaki seracılara devlet her yıl destekleme primi verir.
"Yerli tohumdan ziraattan şu kadar alacaksın ben de sana şu kadar destek
vereceğim" diye.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ama tüm seracılar ne yapar bilir misiniz? Yerli tohum GDO'su
değiştirilmediği için bir kök domateste 10 tane falan domates verir. Lakin
içindeki tohumdan yeniden ekme şansın vardır. Eğer ziraî ilaç kullanırsan tohum
ölür. Fakat ithal tohum bir kök de 50 domates verir. Ziraî ilaç kullanırsan 80
domatese kadar çıkar bu sayı. Ama onu bir daha ekemezsin.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Salatalık, kabak ve patlıcan gibi sebzelere ise mutlaka
çiçekteyken ilaç püskürtülür ve diğer sabah o salatalık, kabak, patlıcan
toplanır, kasalanır, hale gönderilir. Haldeki bekleme ve halka ulaşma süresi en
az iki gündür. (Uzak mesafeler için) Bu zaman diliminde o sebzeler büyüme
zamanını tamamlar. Yani serada ürün toplama ve verim alma işi sıkıntı değildir.
Ürünün dikmesi ve çiçek açacağı güne kadar geçen bir buçuk ay sıkıntıdır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ürün çiçek açtığı an zaten ilaçlar onları bir günde sizin
önünüze gelecek şekle getiriyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Tıpkı şu 40 günde piliç haline getirilen civcivler gibi...<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Doğal olarak da aldığınız biberin içi zehir dolu olur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Son 30 yıldır salatalıklar bile artık o verilen ilacın zehir
kokusunu dahi atmadan pazara çıkartılıyor. Daha önceki yıllarda insanlar bu
ilaç kokusunu fark etmiyordu. Şimdi kış aylarında bile salatalığa artan talep
nedeniyle piyasaya sürekli ve hızlı teslimat yapılıyor... İşte bu denli çabuk
oluşan ve çok verim veren ithal tohum nedeniyle bizim seracılarımız ithal
tohumu tercih ediyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Lakin seranın ilaç görmeyen bir köşesine sadece kendisi için
yerli tohumdan sebzeler eker. Halkın GDO'su değişmiş domates, biber, salatalık
yemesi, zehirlenmesi umurunda olmaz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Bu yaklaşık 50 yıldır böyledir burada.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Tabi bir de şöyle bakmakta fayda var; Artan nüfus oranı,
insanların kış aylarında bile yaz aylarına özgü (fasulye, domates, salatalık...
vs) sebzeleri yemek istemeleri, yerli tohumun az verim vermesi ve pazar
talebini karşılamakta yetersiz kalması gibi sebepler de<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kısa zamanda çok verim veren ithal tohumun tercih
edilmesinde ilk etkendir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Çünkü seracı bir kökende 10 domates almak yerine 80 domates
almak istiyor. Tabi bu durum diğer sebzeler için de geçerli. Ben bu duruma
devletin el koyması gerektiğini söylemiştim. Ama işin o kadar kolay olmadığını
gördüm. Zira yerli tohum zorunlu hale getirilse ilk önce seracılar ayaklanır.
Hatta öyle bir şey olursa bir iki yıl seraya ürün bile dikmeyeceklerini
söyleyenler oluyor. Zaten bu defa (yerli tohum nedeniyle) pazara yeteri kadar
ürün yetiştirilemeyeceği için insanlar "açız" diye bağıracaklar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Yerli tohumdan yetişen sebzeler halkın tüm ihtiyacını
karşılayamaz da. Çünkü insanlar zehirlendiklerini bilmelerine rağmen kış
döneminde fasulye, salatalık yemek istiyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ayrıca bunun bir de yüklü miktarda getirisi olan dış pazarı
var. Rusya, Mısır, Irak ve diğer Ortadoğu ile Kafkas ülkelerindeki pazar kãrı
var. Hiç bir sebze üreticisi bu pazarları kaybetmek istemez. Siz istediğiniz
kadar yerli tohum deyin.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Benim sizlere tavsiyem; yaz döneminde fiyatları da uygunken
sebzelerinizi alınız ve onları kurutun ve kışın yiyiniz. Çünkü tüm seracılar
kendileri için yaz sebzelerinden kuruturlar. Hem doğal hem daha ekonomik
oluyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Şimdi pazardaki fiyatların pahalı olmasından, Gdo'su
değişmiş, zehir kokan yiyecekleri yiyor olmaktan dolayı yakınmak nafile.
Vaktinden önce size verilen her ürün zaten bir işlemden geçer.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Önce insanların kendilerinin bilinçlenmesi gerekir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Sizler kış döneminde fasulye, salatalık veya diğer sebzeleri
almazsanız emin olun talep olmadığı için fiyatlarda düşecektir. En önemlisi
zehirlemeyeceksiniz. Yedikllerimizden aldığımız zehir havadan uçaklarla atılan
zehirden kat kat daha fazladır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Not: Bu durum dünya çapındaki tüm sebze üretimi için
aynıdır. Artan nüfusa yiyecek yetişmesi için tüm dünyadaki seracılık bu şekilde
işler<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
ALINTIDIR.<o:p></o:p></div>
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-56771757596062532262019-02-01T13:36:00.003+03:002019-02-01T13:36:40.126+03:00TURFANDA DEYİMİ NEREDEN GELİYOR <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-1hWMJPYnJ-w/XFQgpPbFZCI/AAAAAAAAO_Y/IUivWmfPM_wvcY0gXnM8QBJpbbN3UW0kQCLcBGAs/s1600/50887905_517053432119266_6051598899905298432_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="737" data-original-width="552" height="640" src="https://3.bp.blogspot.com/-1hWMJPYnJ-w/XFQgpPbFZCI/AAAAAAAAO_Y/IUivWmfPM_wvcY0gXnM8QBJpbbN3UW0kQCLcBGAs/s640/50887905_517053432119266_6051598899905298432_n.jpg" width="478" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
TURFANDA DEYİMİ NEREDEN GELİYOR <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Meyve ve sebzeler için "TURFANDA" bunlar deriz ya,
bakın kökeni nereden geliyor?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Turfan, Doğu Türkistan'da (Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan
Uygur Özerk Bölgesi'nde bulunan, denizden 150 metre kadar aşağıda bir ovadır
... <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yazları son derece sıcak olan bu havzada çevredeki yüksek
arazilere göre yaz erken gelir ve pamuk dahil bir tarım cennetinin oluşmasını
sağlar. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Su, çevredeki dağlardan tarihi bir yapı olduğu iddia edilen
yeraltı sulama kanalları vasıtası ile getirilir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Su, sıcak ve güneşli bir hava olunca sebzeler de Turfan'da
yetişiyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Kavun karpuz gibi bazı meyveleri yaz kış yiyebilirsiniz.
Hepsi Sincan Bölgesi'ndeki Turfan'dan gelmektedir.)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yeri gelmişken bahsedelim, bu yer altı sulama kanallarına
“Karez” adı verilir ve Eski Türkler'den günümüze kalan önemli eserlerdendir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
M.Ö. 500 yıllarında yapıldığı tahmin edilen ve 5.000 km
uzunluğunda olan bu yapı yerin 100 metre altında, çölü 60 km aşarak TURFAN'a
gelmektedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Böyle bir yapının yapılabilmesi için ileri düzeyde matematik
ve yer bilimi bilgisi ile mühendisliğe ihtiyaç vardır .....<o:p></o:p></div>
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-40960832319726642312019-01-15T16:01:00.002+03:002019-01-16T18:06:48.745+03:00ANNEMİN YAPTIĞI YEMEKLER<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-ByqNhoBoPxM/XD3E3VD3ECI/AAAAAAAAO-c/wNG9DTrxoTwhHuRoXTBGA3L3l_wE84JZACLcBGAs/s1600/10253789_10152382787326880_5217353715423308625_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="584" data-original-width="390" height="640" src="https://3.bp.blogspot.com/-ByqNhoBoPxM/XD3E3VD3ECI/AAAAAAAAO-c/wNG9DTrxoTwhHuRoXTBGA3L3l_wE84JZACLcBGAs/s640/10253789_10152382787326880_5217353715423308625_n.jpg" width="426" /></a></div>
<br />
SEVGİLİ ANNEM MÜEYYET UÇARI.BANA GÖRE DÜNYANIN EN GÜZEL YEMEK YAPAN İNSANIYDI.DERLER YA 'GURSAK KAVURGASINI İSTER ' İŞTE BU DA BEN VE KARDEŞLERİM İÇİN ÖYLE.BEN DÜN ŞÖYLE BİR DÜŞÜNDÜM.ANNEM YILLAR ÖNCE NELER PİŞİRİRDİ DİYE.KAFAMDA CANLANAN TABLO O KADAR GÜZELDİ Kİ ALDIĞIM KEYFİ SİZE ANLATAMAM.BÜTÜN YEMEKLER,SOFRALARIMIZ,BİRLİKTELİKLERİMİZ, GÜLÜŞLERİMİZ,SOHBETLERİMİZ FİLİM ŞERİDİ GİBİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GEÇTİ.<br />
<br />
ŞİMDİ ANIMSADIKÇA BURADAN PAYLAŞACAĞIM.<br />
<br />
ÇORBALAR:<br />
<br />
YAYLA ÇORBASI<br />
MAYDANOZLU DOMATESLİ PİRİNÇ ÇORBASI<br />
DOMATESLİ TEL ŞEHRİYE ÇORBASI<br />
TAVUK SUYUNA ARPA ŞEHRİYE ÇORBASI<br />
TAVUK SUYUNA YILDIZ ŞEHRİYE ÇORBASI SEBZELİ<br />
TOKAT USULÜ KITIRLI ÇORBA<br />
TOKAT USULÜ BACAKLI ÇORBA<br />
MERCİMEK ÇORBASI<br />
YARMA ÇORBASI<br />
KIYMALI TARHANA ÇORBASI (KENDİ YAPARDI)<br />
KIYMALI KÖK ÇORBASI (ISPANAK KÖKÜ)<br />
PAÇA ÇORBASI<br />
<br />
PİLAVLAR:<br />
<br />
PİRİNÇ PİLAVI<br />
DOMATESLİ PİRİNÇ PİLAVI<br />
ŞEHRİYELİ PİRİNÇ PİLAVI<br />
BULGUR PİLAVI<br />
MEYHANE PİLAVI<br />
KIYMALI MERCİMEKLİ BULGUR PİLAVI<br />
TAVA DÜĞÜSÜ KIYMALI<br />
NOHUTLU PİLAV<br />
İÇ PİLAV<br />
ZEYTİNYAĞLI PATLICANLI PİLAV<br />
<br />
HAMUR İŞLERİ:<br />
<br />
ÇİĞ BÖREK<br />
KAYSERİ MANTISI<br />
PUF BÖREĞİ (PEYNİRLİ-KIYMALI)<br />
POĞAÇA(PEYNİRLİ-KIYMALI)<br />
TEPSİ BÖREĞİ(PEYNİRLİ-KIYMALI-ISPANAKLI)<br />
ÇORBA İÇİN KITIR KESERDİ<br />
ÇORBA İÇİN ERİŞTE(BACAK) KESERDİ<br />
SİGARA BÖREĞİ(PEYNİRLİ-ISPANAKLI-KIYMALI)<br />
SU BÖREĞİ<br />
CEVİZLİ ÇÖREK (TOKAT)<br />
<br />
BAKLAGİLLER:<br />
<br />
ETLİ KURU FASULYE YEMEĞİ<br />
PASTIRMALI KURU FASULYE<br />
FASULYE PİLAKİ<br />
BARBUNYA PİLAKİ<br />
FASULYE PİYAZI<br />
ETLİ NOHUT YEMEĞİ<br />
İŞKEMBELİ NOHUT<br />
KIYMALI MERCİMEK YEMEĞİ<br />
<br />
MAKARNALAR:<br />
<br />
DOMATESLİ,YEŞİL BİBERLİ,KIYMALI DÜDÜK MAKARNA<br />
PEYNİRLİ MAKARNA<br />
PAPYON MAKARNA İLE YALANCI MANTI<br />
PEYNİRLİ ERİŞTE<br />
<br />
SEBZE YEMEKLERİ<br />
<br />
ETLİ,KIYMALI PATATES YEMEĞİ<br />
PATATES PÜRESİ<br />
PATATES OTURTMASI<br />
KIYMALI ISPANAK YEMEĞİ<br />
ISPANAKLI YUMURTA<br />
KIYMALI TERBİYELİ KEREVİZ YEMEĞİ<br />
KIYMALI KARNABAHAR YEMEĞİ<br />
KARNABAHAR KIZARTMASI<br />
KIYMALI PIRASA<br />
ZEYTİNYAĞLI PIRASA<br />
ETLİ KAPUSKA<br />
ETLİ LAHANA SARMASI<br />
ZEYTİNYAĞLI LAHANA SARMASI<br />
ETLİ YAPRAK SARMASI<br />
ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMASI<br />
ZEYTİNYAĞLI YER ELMASI<br />
ZEYTİNYAĞLI BAKLA<br />
ETLİ TÜRLÜ<br />
PATLICAN KEBAP<br />
PATLICAN SİLKME<br />
PATLICAN PEHLİ<br />
PATLICAN BİBER KIZARTMASI(DOMATES SOSLU)<br />
PATLICAN BİBER KIZARMASI (YOĞURTLU)<br />
PATLICAN SALATASI<br />
PATLICAN KARNIYARIK<br />
ZEYTİNYAĞLI PATLICAN DOLMASI<br />
TOKAT KEBABI (KUZU ETLİ,PATLICAN,BİBER,DOMATES)<br />
KUZU ETLİ BEZELYE YEMEĞİ<br />
KUZU PİRZOLALI BEZELYE YEMEĞİ<br />
KUZU ETLİ BAMYA YEMEĞİ<br />
KIYMALI KABAK YEMEĞİ<br />
ZEYTİNYAĞLI KABAK KALYE<br />
KABAK MÜCVER<br />
ETLİ KABAK DOLMASI(TOKAT USULÜ KAVURARAK SANDAL ŞEKLİNDE)<br />
ETLİ BİBER DOLMA(TOKAT USULÜ KAVURARAK )<br />
ZEYTİNYAĞLI BİBER DOLMA<br />
ZEYTİNYAĞLI TAZE BAKLALI ENGİNAR<br />
ZEYTİNYAĞLI İÇ BAKLA<br />
SALATALIK KABUĞU KIYMALI<br />
KIYMALI SEMİZOTU YEMEĞİ<br />
<br />
ET YEMEKLERİ:<br />
<br />
SALÇALI BİFTEK<br />
KUZU PİRZOLA TAVADA<br />
HAŞLAMA TAVUK -SUYUNA ŞEHRİYE ÇORBASI-SUYUNA İÇ PİLAV)<br />
ARNAVUT CİĞERİ<br />
KUZU KAVURMA<br />
ET SOTE<br />
PAPAZ YAHNİSİ<br />
SAHAN KÖFTESİ<br />
KURU KÖFTE<br />
SARIMSAKLI KÖFTE<br />
SULU KÖFTE PİRİNÇLİ(TERBİYELİ)<br />
SULU KÖFTE SAÇAKLI<br />
SULU KÖFTE BULGURLU SALÇALI<br />
KADIN BUDU KÖFTE<br />
İZMİR KÖFTE<br />
PATATES KÖFTESİ (KIYMALI)<br />
KOTLET PANE (BONFİLE İLE)<br />
EKMEK AŞI KIYMALI<br />
ÇILBIR<br />
MENEMEN<br />
DALAK KIZARTMA<br />
BÖBREK IZGARA<br />
TAVŞAN YAHNİSİ<br />
KUZU KAPAMA TAZE NANELİ<br />
TAS KEBABI<br />
<br />
BALIK YEMEKLERİ:<br />
<br />
HAMSİ TAVA<br />
HAMSİ BUĞULAMA<br />
HAMSİ KUŞU<br />
İSTAVRİT TAVA<br />
PALAMUT TAVA<br />
PALAMUT PİLAKİ<br />
<br />
KOMPOSTOLAR:<br />
<br />
ŞEFTALİ KOMPOSTOSU<br />
ÇİLEK KOMPOSTOSU<br />
VİŞNE KOMPOSTOSU<br />
AYVA KOMPOSTOSU<br />
ELMA KOMPOSTOSU<br />
VİŞNE ŞURUBU<br />
KAYISI KOMPOSTOSU<br />
<br />
REÇELLER:<br />
<br />
VİŞNE REÇELİ<br />
ÇİLEK REÇELİ<br />
İNCİR REÇELİ<br />
ŞEFTALİ MARMELATI<br />
AYVA MARMELATI<br />
GÜL REÇELİ<br />
<br />
TATLILAR:<br />
<br />
KABAK TATLISI<br />
EKMEK KADAYIFI<br />
YASSI KADAYIF<br />
İRMİK HELVASI(SÜTLÜ)<br />
SÜTLAÇ<br />
MUHALLEBİ<br />
İRMİK TATLISI (SÜTLÜ)<br />
AŞURE (SÜTLÜ)<br />
HAYTALYA(PALUZE)<br />
<br />
<br />
<br />
YOĞURT<br />
KEFİR<br />
TARHANA<br />
TURŞU<br />
ERİŞTE<br />
ÇORBALIK KARE<br />
<br />
KAHVALTILIKLAR:<br />
<br />
ÇEMENLİ (TOKAT USULÜ PASTIRMALI)<br />
ÇÖKELEKLİ ( MAYDANOZ-TAZE SOĞANLI)<br />
YUMURTA SALATASI<br />
YUMURTALI EKMEK(CİCİ PAPA)<br />
PEYNİRLİ OMLET<br />
PATATESLİ-PEYNİRLİ OMLET<br />
BEYİNLİ OMLET<br />
PEYNİRLİ-YUMURTALI IZGARA KANEPE<br />
<br />
SALATALAR:<br />
<br />
PATATES SALATASI<br />
KIVIRCIK SALATA<br />
ÇOBAN SALATA<br />
HAVUÇ-TURP SALATASI<br />
MOR LAHANA SALATASI<br />
CACIK<br />
PANCAR TURŞUSU<br />
BEYİN SALATASI<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Meral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-21762550587861868102019-01-13T18:43:00.001+03:002019-01-13T18:43:17.920+03:00HAŞHAŞLI VE ÇÖREK OTLU EV EKMEĞİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-vwdyQbHY26s/XDtbZCx1TxI/AAAAAAAAO-Q/RGF7Jp0V6Isnz3p-ZduDsbFflBXSEVyLQCLcBGAs/s1600/0ae90817-85e8-4538-8e73-fda9d7c46e54.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="1600" height="544" src="https://1.bp.blogspot.com/-vwdyQbHY26s/XDtbZCx1TxI/AAAAAAAAO-Q/RGF7Jp0V6Isnz3p-ZduDsbFflBXSEVyLQCLcBGAs/s640/0ae90817-85e8-4538-8e73-fda9d7c46e54.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
HAŞHAŞLI VE ÇÖREK OTLU EV EKMEĞİ<br />
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
6 su bardağı un<br />
2 tatlı kaşığı tuz<br />
2 çay kaşığı toz şeker<br />
3 yemek kaşığı kuru maya<br />
2,5 su bardağı ılık su<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
<br />
Biraz ısıtılmış su,tuz,şeker ve mayayı koyunuz.Biraz kabarmasını bekleyiniz.Daha sonra ununu ekleyip tahta kaşıkla karıştırınız.Yoğurma kabına poşet geçirip hava almamasını sağlayınız.1 saat bekletiniz.Daha sonra biraz karıştırarak havalandırınız.Pişireceğiniz kabı çok az yağlayınız.Hamuru kaba alıp şekil veriniz.Üzerine çörek otu ve haşhaş tohumu serperek tekrar poşet geçirip bu kez yarım saat bekletiniz.Fırını 180 derecede ısıtınız.Isıtılmış fırında 35 dakika pişiriniz.Fırından çıkarınca üzerine bir bez örterek soğumasını bekleyiniz.İyice soğuyunca kesiniz.Afiyet olsun.<br />
<br />
Meral UÇARI<br />
www.guncelyemek.blogspot.comMeral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-76594629993067140982019-01-13T18:35:00.000+03:002019-01-13T18:39:56.082+03:00ÇEKİRDEKLİ EV EKMEĞİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-Ht6IfZOPb_o/XDtUEqpyJDI/AAAAAAAAO98/wCdLA9pzpIoUwHec1-MXPvpBJz5-JX09wCLcBGAs/s1600/67b70a1d-f914-495e-a5c5-97b23b099020.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1262" data-original-width="1600" height="504" src="https://4.bp.blogspot.com/-Ht6IfZOPb_o/XDtUEqpyJDI/AAAAAAAAO98/wCdLA9pzpIoUwHec1-MXPvpBJz5-JX09wCLcBGAs/s640/67b70a1d-f914-495e-a5c5-97b23b099020.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
ÇEKİRDEKLİ EV EKMEĞİ<br />
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
3 su bardağı un<br />
1 tatlı kaşığı tuz<br />
1 çay kaşığı toz şeker<br />
1,5 yemek kaşığı kuru maya<br />
1 tam ve artı 1/3 su bardağı ılık su<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
<br />
Biraz ısıtılmış su,tuz,şeker ve mayayı koyunuz.Biraz kabarmasını bekleyiniz.Daha sonra ununu ekleyip tahta kaşıkla karıştırınız.Yoğurma kabına poşet geçirip hava almamasını sağlayınız.1 saat bekletiniz.Daha sonra biraz karıştırarak havalandırınız.Pişireceğiniz kabı çok az yağlayınız.Hamuru kaba alıp şekil veriniz.Üzerine çekirdeklerini katıp tekrar poşet geçirip bu kez yarım saat bekletiniz.Fırını 180 derecede ısıtınız.Isıtılmış fırında 35 dakika pişiriniz.Fırından çıkarınca üzerine bir bez örterek soğumasını bekleyiniz.İyice soğuyunca kesiniz.Afiyet olsun.<br />
<br />
Meral UÇARI<br />
www.guncelyemek.blogspot.comMeral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7829030973676288136.post-80594781022006050642018-10-14T10:59:00.001+03:002018-10-14T10:59:11.552+03:00LORLU ISPANAK<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-KqAdeJdGR38/W8Lz-wRGzBI/AAAAAAAAO88/ZF7tct6ZanICoYrbRuVbWRpMVWpBPo-7ACEwYBhgL/s1600/20181010_205408.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="360" src="https://4.bp.blogspot.com/-KqAdeJdGR38/W8Lz-wRGzBI/AAAAAAAAO88/ZF7tct6ZanICoYrbRuVbWRpMVWpBPo-7ACEwYBhgL/s640/20181010_205408.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
LORLU ISPANAK<br />
<br />
MALZEMELER:<br />
<br />
1/2 kg. ISPANAK<br />
1 ADET KURU SOĞAN<br />
1/2 ADET HAVUÇ<br />
4 DİŞ SARIMSAK<br />
1 YEMEK KAŞIĞI PİRİNÇ<br />
250 gr. LOR<br />
1 SU BARDAĞI SÜT<br />
SIVI YAĞ<br />
TUZ<br />
KIRMIZI PUL BİBER<br />
<br />
YAPILIŞI:<br />
<br />
SOĞAN ,SARIMSAK VE HAVUCU RENDELEYİNİZ. SIVI YAĞDA SARARTINIZ. AYIKLANMIŞ,YIKANMIŞ VE DOĞRANMIŞ ISPANAKLARI İLAVE EDİP ÜZERİNE PİRİNÇ VE TUZ KATINIZ.KISIK ATEŞTE PİŞİRİNİZ. PİRİNÇLER PİŞİNCE LORU SÜTLE KARIŞTIRIP ISPANAKLARIN ÜZERİNE İLAVE EDİNİZ.BİRAZ PİŞİRİP ALTINI KAPATINIZ. SERVİS EDERKEN ÜZERİNE KIRMIZI PUL BİBER SERPİNİZ.AFİYET OLSUN.<br />
<br />
Meral UÇARI<br />
www.guncelyemek.blogspot.comMeral UÇARIhttp://www.blogger.com/profile/09084050835334262471noreply@blogger.com0